Televizyon Yalanı – Nelere İçtihat Edilmez? – Teheccüd Namazı Hakkında İçtihat – Batılla, Bid’at Arasındaki Fark Nedir?

1
591

Bu konu içtihada açık konu. Bu konu benim gönlüme yatmadı.

Cenab-ı Peygamber i (s.a.v.) Efendimiz zamanında elektrik yok, televizyon yok, şu yok, bu yok. Akşam bir kör kandil. Bir insan otursa otursa onunla yatsı namazını kılar, ondan sonra yapacak bir şey yok, yatar. Bu insan 03:30’da teheccüd namazına kalkabilir. Ama içtihat kapısı açık, şimdi ben içtihadı konuşuyorum, kendi içtihadımı. Bugünün insanı birtakım bağımlılıklar kazanmış. Bunlar bugünkü insanın bağımlılıkları, birçoğu zararlı yani zehir kadar zararlı.

Şimdi bugünün insanı televizyonu açıyor. Bir şeytan gelip şurada oturupta bize bir ton yalan anlatsa hepimiz ondan tiksiniriz, televizyon aynı şeydir. Her film bir yalandır. Aslı astarı olmayan bir senaristin kafasından geçen yalanlardır. Bir roman gibi… Romanlarda öyledir. İşte bunlar bugünkü insanın zaaflarındandır. Mümkün mertebe buna köle olmayın, buna bağımlı olmayın, bunun vebali büyük olur.

Şurada bir iblis gelip otursun, bize sabaha kadar palavra anlatsın, yalan anlatsın nasıl biz ondan zarar görürsek, nasıl ondan bize zulmet bulaşırsa, bundan da bulaşır. Tamam bir film seyredersin artık bu çağda, iki film seyredersin ama bütün gün fırsat buldukça buna yüklenmeyin. Bu şeytan kadar zararlı bir şeydir. Haber dinlersin iyi kısmı var. Yani ibret alınacak şeyler de sevap var ama bunun tersinde de günah var. Asla tek uçlu değildir, her şeyin iki ucu vardır. Ha bunun yararlı kısmını seç, beğen, seyret ama zararlı kısmından da mümkün mertebe bir parça yapsanda uzak dur.

Onun için bugün işte elektrik icad olmuş, gündüz çalışan insan oluyor, gece erken yatamıyor, gece geç saatlere kalıyor teheccüd namazına uyuyup kalkmak o değil. Ben bunu içtihad ettim ki uyumadan da o saate ulaştığın an, o devrin insanı kılabilir namaz. Bu benim içtihadımdır. Sen 15 asır öncesine git, o günün insanı en fazla yatsı namazını kılar uyurdu. Başka çaresi yoktu yani. Ama biz bugün o şartlarda yaşamıyoruz.

Hz. Ali Efendimiz diyor ki; “Çocuğuna kesinlikle kendin gibi yaşamak için baskı yapma. İslam’ı öğret, namazı kılsın. Namazı mutlaka. Ama ilimde, irfanda, şunda, bunda. Çünkü onlar başka bir zaman dilimi içinde yaratılmışlardır. Onlar senin zamanında yaşamaz.”  Her gelen nesil başka bir zaman dilimini yaşıyor, bunları da böyle görmek lazım.

Bakın “Gurer ve Dürer” diye İmam-ı Azam Hanefi Hazretlerinin fetvaları vardır. Ben okumadım sadece isimlerini bilirim kitapların.

O kitaplarda bulunan insanlar der ki bir konuyu işlerken, işte “İmam Şafi şunu dedi, İmam Maliki şunu dedi, İmam Ahmed şunu dedi, Hanbeli şunu dedi falan…” kendi fikrini koyar. Bizde deriz ki; “Der ve kendi içtihadını söyler”.

Esas olan şudur içtihatta hata yaparsan bir sevab alırsın, hata yapmazsan on sevap alırsın. İçtihatta vebal yok ama temiz niyetle. Eğer bid’at katarsan…

Sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz diyor ki; “Bid’at ehli cehennemin köpekleridir.” Evet bid’at ehli cehennemin köpekleridir. Dinde olmayan bir şeyi ona mal etmek, dine bir şey katmak veya bir şey eksiltmek, bid’at-ı şerdir bu. Ama bid’at-ı hayrda var. İşte ilim çok gerekiyor. Bid’atın zarar vermeyen kısmı var, bid’atın zarar veren kısmı var.

“Bid’at-ı hayr” var, “bid’at-ı şer” var.

Bid’at-ı hayr nedir?

Bir örnek verelim. Bid’at-ı hayr. Peygamberimiz (s.a.v) Efendimiz zamanında kaşık yoktu, yemek el ile yeniyordu. Bugün kaşık çıktı, daha temiz. Bu bid’at-ı hayrdır. O gün yoktu, bugün var. Bu hayırlı bid’attır, zararlı değil.

Peygamberimiz zamanında uçak mı vardı? Buna binmek bid’at-ı hayrdır. Yolculuğu kısaltıyorsun, eziyet çekmiyosun. O gün araba mı vardı? O gün olmayan her şey bugün bid’attır. Ama bid’at-ı hayrda hiçbir beis yoktur, bunu kullanabilirsin.

Bid’at-ı şerde adam kalkıyor diyor ki, “Namaz 5 vakit değil, 3 vakittir.” Bid’at-ı şerdir bu. Bu adam cehennem köpeğidir. Veyahut işte, “Sabah namazı 4 değil, 6 rekattır” diyor. Bid’at-ı şerdir. Çünkü içtihada kapalı bu konu. İçtihada kapalı konuya asla değinemezsin çünkü Allâhu Teâlâ ayet yollamış, kesin hükmünü koymuş, salatu selam Efendimiz bunu yaşamış ve hadis-i şeriflerle de bunu ümmetine beyan etmiş. Bu konuda hiçbir kelime, bir nokta ne eksiltebilirsin ne arttırabilirsin.

Ashap’tan bile işte “İkindi namazını şöyle yapalım” diyenler oldu, “İki rekatta son sünnette katalım” diyenlere Peygamberimiz; “Bir milim katanı kellesinden uçururum. Öyle bir şey yok, bid’at-ı şer olur” dedi. Allâhu Teâlâ hükmünü koydu bitti. Bunun üzerine artık ne eksiltebilirsin ne arttırabilirsin.

Bid’at-ı şer ayrı, bid’at-ı hayr ayrı. Batıl; asılsız olan şeydir. Bid’atsa; bir şey eksiltmek veya arttırmaktır.

 

———————————————————

NOT: Sohbetlerde işittiklerinizi veya okuduklarınızı kendi kendinize yapıp, vird haline getirmeyin, tasavvuf ehli iseniz Mürşid veya vekile danışmadan günlük zikir dersine ekleme ya da çıkarma da yapmayın. Ama arasıra yapılmasında da mahzur olmadığını da belirtmek isteriz.

#içtihat #nelereiçtihatedilmez #batıllabidatarasıfark #bidat #bidatıhayr #bidatışer

1 YORUM

CEVAP VER

Yorumunuzu yazınız
İsminizi yazınız