Namaz Hakkında Bilmediklerimiz – Sünnet-i Gayri Müekkiye Nedir? – Vitir Namazı Kapanıştır – Sabah Namazında Nafile Namaz Kılınır mı? – 8 Vakite Kadar Kaza Namazı Nasıl Kılınır? – Evlatlık Alırken Nelere Dikkat Etmek Gerek? – Sabah Namazı Vaktinde Kılınmazsa – Abdest Alırken Ne Okuyalım? – Cemaate Yetişemediysen!

0
1162

Namaz Hakkında Bilmediklerimiz  –  Sünnet-i Gayri Müekkiye Nedir? – Vitr Namazı Kapanıştır

Yarım saat geçtikten sonra bu sünnet kılınmaz bu sünnet terk edilir. Yani ezan okundu, 30 dakika geçti 35-40 dakika oldu, bu sünnet-i gayri müekkiyeyi terk edersin. Bunlar ciddi sünnettir, vaktinde kılınması gereken sünnetlerdir. Peygamberimiz böyle yaptı.

Bu sünnetler (Ettehiyyatü’yü) Tahiyyatı okursun, salavatları okursun, “Rabbena atina fid dünya”’yı da okursun, 

3. rekata “Allahu ekber” diyerek kalkarsın, Sübhaneke ile başlarsın ve zammı sûreler ile bitirirsin.

Diğer sünnetlerin sünnet-i gayri müekkiyeden farkı salavatları okumazsın, Tahiyyat’ı okur, 3’üncü rekata kalkarsın. Fatiha ile başlarsın. Ama bu iki sünnette, (İkindinin sünneti ve yatsının 4 rekat sünneti) sünnet-i gayri müekkiyedir, bunları kılarken birinci oturuşta Tahiyyat’ı, salavatları okunur, Rabbena atina’da okunur. Üçüncü rekata kalkarız, Sübhaneke ile başlarız. Bu şekilde bitiririz. Sünnet-i gayri müekkiyeler ciddi sünnetlerdir. Onun içinde zamanı geçtiği halde, mesela farz kılınıyor uzun bir sürede ama bunlar kılınmıyor. Bunlar ciddi sünnetlerdir.

Sabah Namazında Nafile Namaz Kılınır mı?  8 Vakite Kadar Kaza Namazı Nasıl Kılınır?

Sabah namazı zamanında, kesinlikle nafile namaz kılamazsın, bunu da bilin. Yani sabah namazı vakti girdi, “Nafile de kılayım” onun sünnetinden gayri hiçbir nafile kılınmaz, kaza da kılınmaz. Sabah namazının vaktinde hiçbiri kılınmaz. Ama yatsı namazın kazaya kalmış, sabah namazı geldi, bunun kazasını evvela yaparsın, sabah namazından evvel.

Yedi namaza kadar kazaya kaldı mı vakit namazlarından evvel bunların farzlarını kılacaksın. Ama sekiz namaz kazaya kalmışsa, evvela vakti kılıcan, onları peyderpey kılcan, kurallar konmuştur yani ya şöyle olur ya böyle olur denilmez.

Evlatlık Alırken Nelere Dikkat Etmek Gerek?

Şimdi size bir şey sorusu soracağım. Çok önemli aslında ama insanlara önemsiz gelir. Siz bir evlatlık alsanız, kız veya oğlan çocuğu, hani çocuğumuz olmuyorda, çok önemli bir soru, şeriatın önemle böyle yalın kılıçla kılı kırka yardığı bir olay bu. Bunun gereksinmeleri nedir, ne yapmanız lazım?

Ve böyle bir ömür günah işleyen çok insan var. Bir kere iki yaşından yukarısını evlatlık alamıyorsun, iki yaş sınırdır şeriatın çizdiği çizgi. Emzirme müddeti iki yıldır, 2 yılda emzirme biter, emzirme bittikten sonra evlatlık alamazsın, bugün birçoğu alır, ömür boyu günaha girer.

Evlatlık bir kız çocuğu aldın, bunu mutlaka o evin babası olan erkeğin, ya karısı emzirecek, ya ablası, ya kız kardeşi, ya yakın akrabadan birisinin emzirmesi gerekir, yoksa kız çocuğu 15 yaşına geldiği zaman, babaya namahrem olur. Hiçbir ilişiği yok ki.

Eğer oğlan çocuğu aldıysan, o evin hanımının ya kendisi ya kardeşi ya yakın akrabadan birinin emzirmesi lazım, yoksa o oğlan çocuğu 15 yaşına girdiği zaman, o “ana” dediğine de namahrem olur.

Bu kurallar bugün ayak altına alınmış yani Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem diyor ki; “Benim sünnetimden yani körelmiş, unutulmuş bir sünneti su yüzüne çıkaranın, cennete girmesine ben kefilim” diyor. Bunlar bu kadar önemli şeylerdir. Yani şeriat Resûlullah’ın sünneti, her şeyin çizgisini çizmiştir, doğru çizmiştir. Bunlar bilinmesi gereken şeyler.

Şimdi Allah razı olsun, ben bu namaz konusunu defalarca gündeme getirdim ama mesela hala yerleşmemiş bir çoğumuza. Sünnet-i gayri müekkiye başka sünnettir, normal sünnet, başka sünnettir. Bunlar ikisi aynı şeyi değil! Ama kılma şartları var yani, öbür sünnet gibi kılamıyorsun bunu.

Şeriatın 8 hükmü var. Bu 8 hükmün içeriğini iyi bilmek lazım nedir bunlar; farz, vacip, sünnet, mütehap, mübah, haram, mekruh, müfsid.

8 tane var, bu 8 tanenin de getirileri var, yani; bunların kuralları var, bunlar belirli kurallara bağlı, hepsinin dalları kökü gider Kur’ân’a dayanır, hadise dayanır, hiçbiri akli yaklaşımla verilmiş hükümler değildir.

Onun için Allah razı olsun, sünnet-i gayri müekkiye olan iki sünneti bu şekilde kılmamız lazım, bunu ben daha evvel de gündeme getirdim ama bakıyorum, arkadaşların çoğu Tahiyyat’ı okuyup 3. rekata kalkıyor yatsının ilk sünnetinde. Yalnızca yatsının ilk sünneti ile ikindinin sünneti, sünnet-i gayri müekkiyedir, diğerleri değil.

Sabah Namazı Vaktinde Kılınamazsa

Sabah namazı vaktinde kılınmamış ise, “kaza” kelimesini ben kabul etmem! Kur’ân’da “kaza” kelimesi diye bir kelime yok asla. “Kaza namazı” diye bir şeyi Kur’ân zikretmemiş. Kur’ân’ın zikretmediğini şu veya bu şekilde hükme bağlamak kendi içtihadıma göre…

Ha namaz kılınır, nasıl kılınır? Kaza olarak değil, “Niyet ettim, Yarabbi, vaktinde kılamadığım sabah namazının farzını kılmaya!” vaktinde kılamadığım kaza olarak değil, zaten kaza hoş bir şey değil!

Kaza yani; anlam, anlamı tahlil ettiğimiz zaman güzel olan bir şey değil, oysa namaz güzel olan bir şeydir, güzel olan bir şeye, çirkin olan bir şeyi bulaştırmamak lazım. “Kaza” değil bak!

Sabah namazının sünneti de kerahat vakti girmemişse, “Kerahat vakti öğle namazından 45 dakika evveldir.” Güneş doğduktan 45 dakika sonra kerahat vakti kalkar, öğlen namazına 45 dakika kala 3. olan kerahat vakti girer. Bu kerahet vaktinden evvel bu namaz kılınıyorsa, mutlaka sünnetini de kılacaksın sabah namazının. “Vakti geçti” deyip sünneti terk edemiyorsun. Ne diyeceğiz; “Niyet ettim, Yarabbi, vaktinde kılamadığım sabah namazının sünnetine, niyet ettim! Yarabbi, vaktinde kılamadığım sabah namazının farzına.” Kaza kelimesi hoş bir ifade değil.

Bu ne için yerleşmiş böyle bilmiyorum, hayır ve şerrin Allah’ın takdiri ile olduğu anlamına gelen Amentü’deki o da yanlış kelime gibi kesinlikle yanlış, Allah’tan şer gelmez.

Allah Kur’ân’da birçok yerde buyuruyor ki; “Size bir hayır isabet ederse Kat’ımızdandır. Şer işlerseniz nefsinizdendir” diyor.

Biz burada Allah’a iftira atıyoruz. İmanın rükunlarını sayarken kalkıyoruz, Allah’a iftira atıyoruz. Bunlar bid’attır ve bid’at ehli içinde Peygamberimiz diyor ki sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz; “Bid’at ehli cehennem köpeğidir, çok tehlikeli bir iştir”.

Hani aklını kullanacaksın Allah diyor ki; “O aklı kullanın diye verdim size” aklını kullanacaksın.

Allah’tan şer gelir mi insana? Allah güzeller güzeli, iyiler iyisi, Allah hep iyiyi murad ediyor, bütün insanlık bütün müminler için. Kafirlere bile ümit veriyor yani gelin etmeyin, eylemeyin sonra diyor; “Azabım çetin!” çok ve açıkça da birçok ayette beyan ediyor diyor ki; “Size bir hayır isabet ederse kendi Kat’ımızdandır, şer işler ise nefsinizdendir.”

Biz ne yapıyoruz? “Hayır şer Allah’tan gelir.” Allah’tan şer gelmez, şer nefisten gelir, şeytandan gelir. Niçin Allah’tan şer gelsin ki? Eğer Allah’tan şer gelseydi var ya bu dünya 24 saate talan olur giderdi.

Mani olmuyor bak, seni bak orda kör etmiyor, topal etmiyor, mani olmuyor. “Ben sana buna izin veriyorum ama Allah belanı versin, Ben bundan memnun değilim…” İstese anında onu felç eder, orada onu işletmez, orada onu yapmıyor. Yarın hesabı, kitabı olduğu için onu yapmıyor.

Cemaate Yetişemediysen

Farz sabah namazının mesela, sen gittin camiye koşarak gittin, imam Fatiha’yı okuyor, hemen uyarsın, hemen uyarsın çünkü; farz mutlakiyet ifade eder, sünnet nafiledir. Sünnet-i gayri müekkiyede nafiledir. Sünnetlerin tamamı nafiledir. Yani birinci derecede farz-ı ayna   girmiyor, nafile ibadet.

Ondan sonra şöyle bir şey Peygamber (s.a.v.) zamanında birkaç Ashap geldi dedi ki Efendimize; “Ya Resûlullah, falan kişi Ashap’tan farz olan namazdan başka namaz kılmıyor. Farz olan, oruçtan başka oruç tutmuyor. Farz olan, hacdan başka hacca gitmiyor. Farz olan zekâttan başka zekât vermiyor” dedi.

Sadece böyle birçok şeyi şikayet ediyor Peygamberimize.

Peygamberimiz dinledi, dinledi dedi ki; “Kardeşlerim, o Allah’ın istediğini yapıyor, ne istiyorsunuz ki ondan?” dedi.

Allah’ın koyduğu farzlardır. Diğerleri farzın dışındakiler nafiledir. Farz söz konusu ise nafileyi sonraya bırakırsın. Nafileyi kaale almazsın.

Şimdi “Sabah namazının sünnetini niye kılmadın?” diye sen sorgulanmazsın. Terk ettin, varsayalım terk ettin. Ben zaman zaman terk ederim. İşim icabı öyledir, sıhhatim icabı öyledir, bir yere gitmem gerekiyordur, şudur budur bir geçerli sebep vardır, sünneti terk ederim.

Allah bana; “Niçin sünneti kılmadın?” diye sormaz. Sünnet nafile, ne var ki sünnetler bilerek, keyfi terk edilmez. Çünkü; Allah yarın onları eksik farzların yerine dolduruyor.

Artı sünnette Resûlullah’ı memnun ediyorsun ama Resûlullah’ta demiyor yani, engelin varken de “İlla bunu kıl!” demiyor. “İlle yok!” sünnette ama farzda ille var. Mutlaka. Farz namazı mutlaka.

Abdest Alırken Ne Okuyalım?

Şimdi abdest, namazın ön hazırlığıdır. Eğer abdest ile kendini namaza hazırlamadıysan, namaz vesveseli olur. Abdest günahtan arınmaktır. Elleri yıkarken, ellerden dökülür günahlar; yılan, çiyan, akrepler şeklinde bunları ileride göreceksiniz.

Efendim yüzünü yıkarken, gözünden dökülür, başını mesh ederken aklındakiler dökülür, abdest büyük olmayan kebahir olmayan günahları döker, arınıyorsun. Hem serinliyorsun hem günahlardan arınıyorsun.

Yani iki namaz arasında Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz ne diyor bir hadislerinde; “Günahların, kimisi iki namaz arasında dökülür, kimisi iki cuma arasında dökülür, kimisi iki bayram arasında dökülür, kimisi iki Ramazan orucunda dökülür.” Yani bu şekil merhaleler veriyor insanlara. Normal günahlar, yani, kebahir (büyük günah) olmayan günahlar abdestle dökülüyor ve manevi olarak arınmış temizlenmiş olursun.

Diğer bir hadiste de diyor ki; “Enne zafetü minel iman (Temizlik imandandır)” Yani imanın ilk yarısı temizliktir. Bu temizlikte vücut kiri de var bunun için ama hepsi vücut kiri değil benim anladığım ifade ettiğim şekilde abdest alırken yani manevi kirlerden de kurtulmak temizlik.

Abdestin rükunları var, ellerini yıkıyorsun; “Eûzu billahi mineş-şeytanirracim Bismillahirrahmanirrahim” demeden sonradan dersen olmaz, abdesti bozacaksın başa geleceksin, mutlaka başta söyleyeceksin. “Recmedilmiş şeytandan Allah’a sığındım. Evvela Rabbime sığındım.”

Bundan sonra, “Yarabbi” ellerini yıkarken; “Mahkeme-i Kübra’da amel defterini sağ eline alanlardan et beni.” Bir de ne yapıyorsun, kendini revizyon ediyorsun. Niye revizyon ediyorsun Allah’ın yoluna, Allah’ın Nur’una. Ellerini yıkadın.

Sonra ne yaptın? Ağza su verdin. “Ya Rabbi, Mahkeme-i Kübra’da dili hayır söyleyenlerden et.”

Burnuna su çekiyorsun; “Ya Rabbel Âlemin, Mahkeme-i Kübra’da Resûlullah’ın kokusunu alanlardan et beni.”

Yüzünü yıkıyorsun; “Ya Rabbel Âlemin, beni Mahkeme-i Kübra’da yüzü ak olanlardan et.”

Başını mesh ediyorsun; “Ya Rabbel Âlemin, hiçbir gölgenin bulunmadığı Mahkeme-i Kübra’da sen Arş’ının gölgesinde olanlardan et beni.”

Ayaklarını yıkıyorsun; “Ya Rabbel Âlemin, ayağımı Sırat Köprüsü’nden kaymayanlardan et beni.” Kendini revizyon ediyorsun.

Abdestin kuralı bu ama ben bunu kendi şahsıma yapmıyorum.

Günahım çok olduğu için: 

“Eûzu billahi mineş-şeytanirracim Bismillahirrahmanirrahim” ve yüzümü yıkarken “Eşhedü enla ilahe illallah vahdehu la şerike leh ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve Resûluh diyorum ve abdestin sonuna kadar; “Estağfirullahe ve etübü ileyk Sübhanallahi ve bihamdihi okuyorum.

Hadis-i şerifte diyor ki bütün mükevvenatta; “Bu zikri aşan bir günah yok. Hiçbir günah bu zikri aşamaz!” diyor. Benimde günahım çok olduğu için benim kendi içtihatımdır. Kendime yani, size “yap” demiyorum bak, kendi içtihatım bu.

Abdesti bu şekilde aldığın an, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem diyor ki; “Böyle abdest alan, namazın ecrini de abdeste aldı” diyor. “Ecrini aldı baştan aldı” diyor. “Allah ona lütfetti” diyor, Peygamberimiz söylüyor bunu. Ve böyle abdest aldığın zaman, namaza adam gibi durursun. “Allahu ekber” dediğin an Cenab-ı Hakk’ın kıbleden tecelli ettiğini hissedersin her zerrende, her zerrende, senin secde ettiğin yönden tecelli eder Cenab-ı Hak.

Allah apaçık ortada, yine de gizli. Ama kime gizli? Ehil olmayana gizli, ehil olana gizli değil Allah. Allah çok cömert, çok büyük, çok mükemmel, çok iyi. Hangi çoklarla ifade edelim ki! Ben O’nun varlığı ile iftihar ediyorum, gurura, sürura eriyorum. Onun için namazı dosdoğru kılacağız. “Akimus salat”. “Namazı dosdoğru kılın” demektir. Lambur lumbur münafıkların kıldığı gibi değil dosdoğru.

İbadet azda olsa devamlı ve onun ruhuna uygun olanı makbul. Çok kılayım da lambur lumbur 15 dakikada teravihten çıkaranların rekoru gibi değil!

Allah diyor ki ayet-i kerimede; “Vay ki, o namazı gaflet içinde kılanlara, vay onların haline” diyor. Asla gaflette olmayacaksın, akıl serçe kuşu gibi atlar daldan dala ama kesinlikle namazı hatırlayacaksın.

Döne döne “Sübhane Rabbiyel Azim, Sübhane Rabbiyel ala” derken, O’na eğildiğini, O’nun manevi ayaklarına secde ettiğini ama şekil vermeyeceksin, Allah’a şekil veren kafir olur, O şekilden de münezzehtir. Ki namazı baştan sona gaflet içinde asla kılmayacaksın, öyle nefisten Allah’a sığınmak lazım. Namaz çok önemlidir.

Bir Fransız profesörü diyor ki; “Ben 17-18 tane hastalığa abdest kadar yararı olan bir ilaç daha görmedim yeryüzünde” diyor. Abdestin bir de fizik bedene yararları var, dikkat et yani; namaz ehlinin hali bir başkadır yani yüzüne baktığın vakit, şekline baktığın vakit, onda bir güzellik vardır. Kesinlikle abdestin izi vardır. Abdest iz bırakır. Ama abdesti de abdest gibi almak lazım. Yoksa lambur lumbur eli yüzü yıkamak, temiz demeyeceksin.

Abdestinde bir ruhu var, bir şekli var, bir şemali var, yoksa abdest de bizden yarın şikayetçi olur; “Beni rezil etti bu!” der.

İşte sünnet-i gayri müekkiyeleri bu şekilde kılacağız. Sabah namazı, yatsı namazı, şu namazı, bu namazı değil, farz söz konusuysa, anında farza iştirak edeceksin. Çünkü; cemaatle kılınan namazın 27 derece farkı vardır. Evde de cemaat yapabilirsin. Yalnız başına da cemaat yapabilirsin ama daha sonraları. Merkeze uyarsın, o da cemaat olur.

Abdestinde bir ruhu var, bir şekli var, bir şemali var, yoksa abdest de bizden yarın şikayetçi olur; “Beni rezil etti bu!” der.

 

——————————————-
NOT: Sohbetlerde işittiklerinizi veya okuduklarınızı kendi kendinize yapıp, vird haline getirmeyin, tasavvuf ehli iseniz Mürşid veya vekile danışmadan günlük zikir dersine ekleme ya da çıkarma da yapmayın. Ama arasıra yapılmasında da mahzur olmadığını da belirtmek isteriz. 

#namaz #namazkılarken #farznamazı #namazdakaza #nafilenamaz #evlatedinme #sütverme #evlatlık #sabahnamazı #abdest #abdestinfazileti #abdestnasılalınır #farz #sünnet #ibadet #abdestduası #sunnetigayrımuekkiye

CEVAP VER

Yorumunuzu yazınız
İsminizi yazınız