İnsan vücudunda 200 milyar değişik bir hücre vardır. Bu hücrelerin görevi, bu hücrelerin hepsinin bedeninde birer jeneratörü vardır. Biz orada “dır dır dır” çalıştırıyoruz ya, birer jeneratör vardır, bu 200 milyar hücre enerji üretir vücutta.
İnsan vücudu; şu televizyon nasıl elektrikle çalışıyorsa, insan vücudunun her azası elektrikle çalışır. Yalnız bu elektrik vakeşeye bağlı bir enerjidir. Yani nemli yerin enerjisi, ıslak yerin enerjisidir. Hatta insanın kalbini dahi çalıştıran T dalgaları vardır, bak T dalgalarında bir parazit olsun, bir kısa devre olsun, kalp su koyvermeye başlar. Ondan sonra damar tıkanıklığının sebebi dahi, aldığın aşırı kolesterol asla değildir, ama bugün tıp öyle der. T dalgalarındaki güçsüzlüktür.
Kalp, o T dalgaları; yani “12 vakeşa” vurması lazım, 12 vakeşa vursun, o damarı asla tıkattırmaz! Yani onu sıyırır götürür, hiçbir kolesterol, yağ ona sıvanıp kalmaz. O güçten düştüğü için yani, ağır ağır giden su nasıl kireç yaparsa boruda, olan olay bu… Ha bunlar Allah’ın takdiri. İnsanın kalbi dahi elektrikle çalışır.
T dalgaları 200 milyar hücre sadece enerji üretir vücutta. Ha bu enerji sendeki candır. Hz. Azrail ölüm zamanı geldiği vakit gelir, bu jeneratörlerin düğmesini “tak!” kapatıverir. Ölüm hepsi bu ama kafirsen “tak!” diye kapatır. Hani, bir pil biterken böyle kızarır biter ya, insan böyle ölüme doğru değişik acılarla giderken, bir daha açar. Azrail enerji düğmesi şalterini bir daha açar, bir daha kapatır, bir daha açar, bir daha kapatır. Kafiri böyle zaman olsa detayına girerdim -detayına girmiyorum- çok büyük acılarla, ıstıraplarla alır canını.
Mümine gelir, “şakkadak” kapatır. O, böyle tatlı bir uykuya dalar gibi gider. Nefis çıkar tepeden, soluna geçer durur. Ruh çıkar, tepeden sağına geçer, durur. İkisinin de doğan çocuğun nasıl göbek bağı varsa Hz. Azrail “küt, küt” o bağları keser, ruhu alır, İndi İlahi’ye yükselir gider. Ruh Allah’ın, ruh yeniden Allah’a döner.
Şimdi, insanların bilmediği en önemli şey; her insanın içine Allâhu Teâlâ bir Mürşit yerleştirmiş, benden daha aziz, benden daha bilgili, benden daha alim, benden daha mütekamil. Her insanın içinde bir Mürşid’i var; o ruhtur.
Ruh Allah’tan geldi, “Biz Ademoğluna ruhumuzu üfledik!” diyor. Eğer; sen o ruhun emrine nefsini vermediysen dünya hayatında, ötelerde hiçbir şey seni kurtaramaz.
Birinci derecedeki önemli mesele; ruha tabi olmak. Ruh; Mürşit’tir. Ruhta asla kötülük yoktur. Ruh Allah’tan geldi. Nefsi ruhun emrine vermediysen, ikinci derecedeki dünyadaki Mürşit’lerde sana tasarruf ederken, ilkin o dozu ayarlar.
Nefsini, ruhuna hizmetçi etmeye çalışır. Sen kendin başaramazsan, onu Mürşit himmetleri ile yapar. Mürşid’in farz olması bundandır. Ondan sonra ruh gitti Allah’a… Sen nesin? Nefissin zaten. Nefis çıktı, sol yanında durdu. Vücut öldü, bu vücudun hiçbir önemi yok zaten…
Hani mezarı kazarlar, cemaat toplanır falan… Nefis onların arasında gezer, sana seslenir, ona seslenir; “Lan, kimse bana cevap vermiyor!” der. Salak kendisinin öldüğünü bilmez ve o cemaatle cenazeye gider. Ne zaman cesedi gömülür, imam talkım vermeye başlar, melekler gelir, nefsi “küt!” mezarın içine indirirler. O zaman bilir kendisinin öldüğünü.
Mezar boşluğuna oturturlar onu. Münker ve Nekir gelir, iki melek. Kesinlikle, bak birçok palavra var dinde! Derler işte; “Kabir sıkarda, kabir şu olur da…” Bunları bende anlattım, herkesin anlattığı şeyler yani. Adım adım hedefe yaklaştıracaksın insanları, onu birden inkar edersen, sana “zındık” derler. Öyle safsatalar yer etmiş.
Şimdi, nefsi oturturlar mezar boşluğuna; Münker ve Nekir gelir, 15 yaşından ölümüne kadar olan hayatın filme alınmıştır. Aynı şu televizyonu izler gibi mezar boşluğunda bu başlar oynamaya. Miskale zerre, hayırdan, şerden ne yapmışsan hepsinin filmi çekilmiş. Aynı bak, şu ekran nasıl görüyorsun boşlukta ekranı sana seyrettirirler. Bu tam 41 gün sürer. İnsanın mezar hayatı; 41 gündür, 41 gün sonra, herşey biter. 41 gün sonra, kafirlerden isen sana o filmi seyir ettirler, derler ki; “Bre melun! Bak, sen ömür boyu Allah’a baş kaldırdın, cehennemi hak ettin işte!” Filmin bitiminde de cehennemin görüntüsü; “Bak, gideceğin yer bu!” deyip, kırmızı mühürle mühürlerler senin filmini. Ve “Hadi bakalım!” derler, “Âlemi Berzah’a, Kıyamet’e kadar Âlemi Berzah’a…”
Müminsen, gene aynı o film oynar, sonunda derler ki; “Sana müjdeler olsun ki sen müminsin, işte cennette gideceğin yer!” Onu da gösterirler sana, yeşil mühürle filmini mühürlerler. “Hadi, sende Âlemi Berzah’a…”
Âlemi Berzah’ta ananı, babanı, arkadaşlarını, herkesi görebilirsin, herkesi görebilirsin. Aynı bu dünya hayatı gibi yani devletler var, milletler var, kanunlar var… Yalnız orada ibadet mecburiyeti yok, ölmüyorsun, yaşlanmıyorsun, yorulmuyorsun, hastalanmıyorsun… Şimdi, nefis oraya gider, nefis enerjidendir. Orada anan var, baban var. Yani, kimi görmek istiyorsan, orada çalışır, yer, içer, evlenebilir. Yani çoluk çocuk doğmaz orada. Dünya’daki hayatın tamamı, aynısı orada var. Ama vücut yok, nefis var. Kıyamet’e kadar yaşarsın…
Şimdi, “Kabir azabı” denilen şey, kafire cehennemdir, tabii kırmızı mühür yedi ya, Âlemi Berzah’ta her geçen saat, her geçen gün, cehennemdeki o dehşete gideceğini bildiği için orası ona tam bir cehennem olur. Buradaki üstünlük orada yok. Burada, nasıl Müslüman eziliyorsa, orada o kafir ezilecek! Yani terazinin ikinci gözü Âlemi Berzah.
İnsanların Âlemi Berzah’a nefisleri geçer, Kıyamet’e kadar ve müminler orada da çekmez, cennet hayatı gibi… Kafirler için orası her geçen gün büyük bir endişe yeridir, kabir azabı denilen budur.
Yalnız vücutta bir mercimek tanesi kadar insanın tohum var. İnsanın ikinci bedenini ondan yaratacak Allah. Mikroçip gibidir, onunla nefsin bir bağlantısı vardır. Haftada üç gün perşembe, cuma, cumartesi kabir ziyaretine gidersen nefsin haberi olur. O mikroçipten kimin geldiğini görür, kalan vaktinde görmez. Yoksa mezarda bir şey yok, yani mezar! İşte mezar ziyareti ona olan saygıdan normaldir, yapılır ama şart değildir. Çünkü; orada ölü var, öldükten 41 gün sonra oradaki gitmiştir, bitmiştir.
Ve Allah sonra gidenleri tekrar yaratır. Erkek menisi gibi yağmur yağar Dünya üzerine; “Tohum” diyelim ona ki ona değdiği zaman o çatlıyor, başlıyor büyümeye… Toprak altında ayaklarının altından besleniyorsun, enerji alarak büyüyorsun. İsrafil’in Sûr’a üflemesi, Âlemi Berzah’taki nefisleri bırakması, Her nefis kendi bedenini bulur ve topraktan ayaklanır, kalkar anadan doğmadır. Kadın ve erkek Mahşer’e öyle gider (anadan doğma).
Ve Mahşer… Mahşer’deki imtihan, Allah’ın onlara hesap sormasıdır. Karar çoktan verilmiştir yani, bu karar asla değişmez. Ha cennet hayatı, cehennem hayatı, zaten bunu herkes biliyor. Yalnız, kafalarınızı karıştıran televizyonlarda şuna, buna denk gelebilirsiniz. Allah, ayet-i kerimede diyor ki; “İki kere yaratırız, iki kere öldürürüz” Birçok kişi mesela; bunu reenkarnasyonla karıştırıyor.
Ve başka ayetlerde de örneğin Vakıa Sûresi’nde:
“Vakti gelince, size tayin ettiğimiz ömür ne bir dakika uzar ne bir dakika kısalır. Vakti gelince sizi öldürür, yerinize benzerlerinizi getiririz. Sonradan sizi bilemeyeceğiniz suretlerde tekrar yaratırız” diyor.
Bu iki ayet de müteşebbis ayettir. Allâhu Teâlâ müteşebbis ayetler için diyor ki; “‘Müminler, bunda bir hikmet vardır’ diyerek tevekkül ederken, kafirler bundan hizip çıkarır, küfrünü artırır kafirin” diyor müteşebbis ayetler. Yani kafirin küfrünü arttırmak içindir, çünkü; her ayetin iki hâdimi vardır, hayra götürür ve iki hâdimi vardır, şerre götürür. Yani iki tarafa da asılır, götürür.
Şimdi, “Bilemeyeceğiniz suretler cehennem ehlinin vücudu” diyor hadis-i şerifler. “Mekke ile Medine arası olur, derisi 4 metre 90 santim olur, bir dişi Uhud Dağı kadar olur, çok azap duysun” diye. Cennet, cehennemde buna benzer bir sürü hal var.
“İki kere yaratır, iki kere öldürürüz.” Sen, ana rahminden bir doğuyorsun hayata, Dünya hayatına. Ve ömrün ne kadar, 50 sene, 80 sene,100 sene, 1000 sene, 1500 sene, yaşıyorsun, ölüyorsun.
Bütün ümmetler Mahşer’e toplandığı zaman, Cenab-ı Hak kendisi iner Mahşer’in ortasına, büyük meleklerin refakati ile iner. O’nun haşmetli iniş anında bütün Mahşer halkı ölür. Peygamberlere kadar, meleklere kadar, hepsi ölür Allah’ın o Celâl’inden. Mahşer’e büyük meleklerin refakati ile iner, ölür kısa bir ölümdür o. Yani, yarım saat, bir saat veyahut daha kısa.
Onun müddetini kimse tam bilmiyor. Allah onları tekrar yaratıyor. “İki kere yaşatır, iki kere öldürürüz” ne demek? İkinci ölüm ve yaşam Mahşer’de oluyor. Yani, büyük bir günün azabından Allah’ın sık sık tekrarladığı işte büyük bir gün; Mahşer günüdür. Dünya’nın 1000 yılı Cenab-ı Hakk’ın 1 günü. Bu günlerle 50 bin yılı düşün… Onun için, müminse en kısa farz namazı kadar zamanda Mahşer’den geçip gidiyor.
Ha şimdi, insanların bilmediği; “Yok kabirde şu varda, yok kabir cehennem azabıdır falan…” Tamam, Peygamberlerin hadisleri de var; “Kabir ya cehennem çukurdur ya cennet bahçesidir”. Ama 41 gün bu film seyredilirken, güzelse cennet bahçesidir, kötüyse cehennem çukurudur. Tam 41 gün sonra, Âlemi Berzah’a gider nefisler. Ama biletini aldı gideceği yerin, film mühürlendi. Ha, bunları bilmede yarar var.
#kalptdalgası #mahşer #kıyamet #ölüm #kabir #kabirazabı #kabirziyareti#reenkarnasyon #mümin #cennet #cehennem #AlemiBerzah