Bu insanların zincirli kuyuda, kilimde yatanı bulmaları lazım. Zincirli kuyudaki, kilimde yatanı. Yoksa ağzınla kuş tutsan faydası olmaz.
Ebu Bekir Sıddık gibi bir zât var mı yeryüzünde? Adı üstünde “Sıddık”.
Duası ne biliyor musun? Duasını söyleyeyim sana; “Yarabbi, benim bedenimi o kadar büyüt ki, bütün cehennemleri benimle doldur ve cehenneme gidecek olan bütün insanları da, cehennemde yer kalmasın, cennetine al.” Ne dersin buna?
Ha şimdi biz şöyle diyoruz, böyle diyoruz, öyle değil her şey. Allah kafirinde Allah’ı, zındığında, münafığında, Yahudinin de hepsinin Rabb’i. “Elhamdülillahi Rabbil âlemin” dediğinde sırf müminlerin Rabb’i olarak algılamayacağız, hepsinin Rabb’i.
Ebu Bekir Sıddık gibi bir zât böyle bir dua yapıyorsa. Bir kilimde yatanın ne yapacağını bilemeyiz, Allah’ın ne diyeceğini bilemeyiz yani. Onların hali çok başka yani; bizim mantığımızın anlayacağı gibi değil. “Bütün cehennemleri benimle doldur, bütün insanlara vereceğin azabı bana ver, onların hepsini cennetine al”. Ebu Bekir, Peygamberin en yakın dostu. Onun duası bu.
E şimdi bir “Kutbul Aktab”ın, bir “Gavsul Azam”ın, bir “Sırrul Zaman”ın, onların ötesinde o kilimde yatanlar. Allah’ın sırrına sır yok ki, Allah’ın sırrı; “Sırrul Zaman” zaten. Sırrul Zaman’ın da ötesi. Biliyorlar, gücünü biliyorlar ama ne yapacağını bilmiyorlar, kestiremiyorlar.
Hz. Musa, Hızır’ın ne yapacağını kestiremedi. Hızır; Veli, öbürü Ulü’l Azm büyük Peygamber. İkide bir hiddetle çıkıştı ona. Zaten sinirli bir adam, hemen parlayan Ömer gibi yani. Ulü’l Azm Peygamber, bak bir Veli’nin hikmetini bilemedi, velayet ilmi böyle bir ilim.
Peygamberler, şeriat ilmiyle gelir. Ama şeriatsız velayet olmaz, şeriatsız tarikat olmaz, şeriattır cümle işlerin başı. Onun için bir şey demek zor.
Ebu Bekir Sıddık’ın çok sık yaptığı bir duadır. Ebu Bekir, yani Peygamberin en yakını. E şimdi âlemlere rahmet olarak yaratılan Peygamberin, en yakın dostu böyle dua ediyor, kin kusmuyor, beddua etmiyor. Peygamberimizin bunca hadisine bak ki, beddua ettiği bir hadis yok. Ha buralardan yola çıktığımız zaman, her şey kafamızda yer ettiği gibi değil, onun ötesinde bir şeyler var. Allahu ekber.
Allah’ta kutsî hadislerde onu diyor; “Ben sizi şiddetli ateşe sokmaktan zevk duymam. Yani bunu yapmaya hevesli de değilim.” Ama siz ille orayı istiyorsanız, Allah ne yapsın? “Ben” diyor, “Çok büyük nimetler yarattım, cennetler yarattım, aklınızın alamayacağı güzellikler yarattım, gelin Bana kulak verin, şuraya girin,” yani.
Allah’a isyan edipte, bu ateşe gitmenin bir esprisi yok ki, Allah her türlü şeyi söylüyor bize. Aklı başında insan akleder, alır bunu, ama bir de bunun ötesi var.
Şeytanın kral olduğu bir yol var, bir tarikat var “satanist” diyoruz buna, orada da şeytan ilham ediyor ama insanlar şeytanın verdiği heva, hevese dolu dizgin koşuyor. Allah’ın açıkça hitabına dolu dizgin koşmuyor.
Ha onlar için bile bakın Ebu Bekir Sıddık demiyor; “Ya Rabbi, iman ehlini kurtar, ben yanayım. Bütün neyi yarattıysan cehennem için hepsini cennetine koy, hepsinin yerine benim bedenimi o kadar büyüt ki cehennemleri benimle doldur”.
Şimdi burada düşünmek lazım. Onun içinde bir kilimde yatanın ne yapacağını asla bilemeyiz, hiç bilemeyiz. “Ya bir kişi daha ölsün bitsin” der, ya da “Dur bakalım daha siz akıllanmadınız” der, bilemiyoruz yani ne diyeceğini. Ne derse Hak’tır, doğrudur. Ki onlar Allah’ın özel yarattığı kullar. Onların yanlışı olmaz, onları gözeten Allah’tır.
————————————————-
NOT: Sohbetlerde işittiklerinizi veya okuduklarınızı kendi kendinize yapıp, vird haline getirmeyin, tasavvuf ehli iseniz Mürşid veya vekile danışmadan günlük zikir dersine ekleme ya da çıkarma da yapmayın. Ama arasıra yapılmasında da mahzur olmadığını da belirtmek isteriz.
#HzEbuBekir #sıddık #KutbulAktap #SırrılZaman #GavsulAzam #tarikat #şeriat #şeriatsıztarikatolmaz