Hiçbir mümin, hiçbir derviş bilerek hiç kimsenin ne hakkına tecavüz eder, ne hakkında yanlış zan ile “lak lak lak” konuşur, ne gıybetini eder. Bunlar yanlış şeyler. Yani zikrin ehemmiyeti çok büyüktür. Zikir meclisine gelipte burası (Sol omuz tarafında olan meleğin tuttuğu günah kaydını gösteriyor.) bembeyaz olup çıkmayan hiçbir kul yoktur. Zikrin en efdali halakayı zikirdir. Kur’ân’da zikirdir, namazda zikirdir.
Şuradan giderken bir ayet okursun “La ilahe illa ente Sübhaneke inni küntü minez zalimin” müminin dilinden düşmez. “La havle vela kuvvete illa billahül Aliyyül Azim’’ veya “Sübhânallahi velhamdülillâhi vela ilahe illallahü vallâhü ekber” Allah’ın Ekber’liğine yemin ediyorsun. Bunlar seni korumak için kabirde de Mahşer’de de kalkan olur. Mümin Allâhu Teâlâ’nın zikri ve fikriyle uğraşan insandır. Hepsi zikirdir ama zikirlerin zikri; halakayı zikirdir. Allâhu Teâlâ’nın Zât’ı zikirdir, Zât’ı kendisi! Sözü değil, kendisi zikirdir diyor. Bundan büyük devlet yoktur.
Elhamdülillahi Rabbil Âlemin.
Gökte Ağa Olalım
Hz. Mevlana:
“Çekil ey can aradan ayrılıktan kavuşmaya göçelim” diyor.
“Göçelim de göğe çıkalım, gökte ağa olalım” diyor.
İşte zikir ehli gökte ağa oluyor kardeşlerim, ağa… Buradaki ağalığa bakmayın orada ağa olacaksın, buradaki ağalık gelip geçici.
İnsan kaç yaşında olursa olsun geçmiş hayatına baksın bir gecelik rüya kadardır.
Yunus diyor ki:
Geldi geçti ömrüm benim
Şol yel esip geçti gibi
Hele bana öyle gelir
Bir göz açıp etmiş gibi.
Bu kadar… Yunus’un bu tembihine kulak asalım. İkinci bir tembihi daha var:
Yol odur ki doğru vara,
Göz odur ki Hakk’ı göre,
Er olan alçakta dura,
Yüceden bakan göz değil.
Gerçek bir dervişin ne siyasetle, ne devletle, ne orduyla ne konu komşuyla, ne herhangi bir kuruluşla, hiç kimseyle hiçbir davası olamaz. Hiçbir davası… Mümin, derviş sadece Allâhu Teâlâ’nın rızasına talip olan insandır.
Bakın ben 62 yaşımdayım (2005), benim Mürşid’im bana bugüne kadar “Hangi partiye oy verdin?” diye sormadı. Yemin ederim sormadı. Düşünebiliyor musun? Ne parti ne siyaset ne devlet ne milli eğitim ne şu ne bu bizim konumuz değil. Herkes fikrini herhangi bir sade vatandaş kadar söyler. Onun ötesinde asla. Bu devlet de bizim, bu millet de bizim, bu ordu da bizim, her şey bizim. Herkesin babası, atası, dedesi bu ülke için ölmüştür, şehittir. Herkes kadar… “Biz işte Allah’ın has kullarıyız biz şuyuz, biz buyuz…” gibi bir tavıra girmeye yahutta bu tür sözler sarf etmeye hiç kimsenin hakkı yoktur. Konumuz sadece Allah rızasıdır, bunun dışında derdimiz hiçbir kuruluşla, hiçbir şeyle yoktur, olamaz. Olursa zaten o insan bu yolun adamı olmaz.
Allâhu Teâlâ her şeyi sistematize eden, her şeyin fiilini yaratan Cenab-ı Hak’tır. Ancak sorgulayacakta O’dur, mükafat verecekte O’dur, ceza verecekte O’dur. Biz sadece O’nun birer aciz kuluyuz. Biz ne yapacağız? O’nun rızasını kazanma gayretine gireceğiz şu üç günlük Dünyada. Dünyanın 1000 yılı Allâhu Teâlâ’nın 1 günüdür. Dünya’da 10 asır geçer Cenab-ı Hakk’ın 1 günü tamamlanır. Biz şu Dünyada Allâhu Teâlâ’nın zamanına göre 1-2 dakika yaşıyoruz, hepsi bu kadar.
Onun için Yunus diyordu:
Geldi geçti ömrüm benim şol yel esip geçti gibi hele bana şöyle gelir şol göz açıp etmiş gibi…
———————————————————
NOT: Sohbetlerde işittiklerinizi veya okuduklarınızı kendi kendinize yapıp, vird haline getirmeyin, tasavvuf ehli iseniz Mürşid veya vekile danışmadan günlük zikir dersine ekleme ya da çıkarma da yapmayın. Ama arasıra yapılmasında da mahzur olmadığını da belirtmek isteriz.
#derviş #gerçekdervişinhali #zikirmeclisleri #gökteagaolmak
Allah razı olsun