Dünya Müminin Cehennemidir – İmanın Rükunları
Bunların hepsi Allah’ın lütfu. Diledi mi lütfeder. Dilemedi mi etmez.
Bir mümin zorluklarla karşılaşmıyorsa, o işten hemen vazgeçsin, o mümin için hayırlı değildir. Onda o mümin için hiçbir hayır yoktur. Mümin bir işe teşebbüs ettiği zaman zorluklarla mücadele eder. Orda hayır vardır. Aksilikler, zorluklar çıkıyorsa önüne onda sebat et, onda hayır vardır. Hiçbir zorlukla karşılaşmadan düğümler çözülüyorsa, orda senin için bir hayır yoktur. Bizde bunun tersini istiyoruz çağımızda, işte onda hayır yok!
Peygamberimiz ifade ediyor bu hadis-i şerifte; “Müminin teşebbüs ettiği bir yolda aksiliklerle karşılaşmıyorsa, o işte hayır yoktur” diyor. Ama nefis istemiyor. Hemen işimiz bitsin, öyle yağma yok. İptila ve belalar, zorluklar mümine uğrayan en değerli misafirlerdir. Ona sabrettiği zaman, o mümini tertemiz eder gider, ondan daha değerli bir misafir varamaz mümine.
Bir derviş, kemalata yöneldiği zaman Allâhu Teâlâ bir melek çağırır, “Gel bakalım.” Gelir. “Git, şu kulumun başından bir çuval bela, iptila dök gel!” der. Bir çuval bela, iptila getirir, tependen aşağıya indirirler.
Kafirde, “Ya Rabbi” dediği zaman; “Ver şunu, kov kapımdan. Onun sesini duymak istemiyorum. Hemen ver ne istiyorsa.”
Onun için kesinlikle bu dünyanın tantanasını kafanıza takmayın, onlar Allah’ın onlara verdiği beladır. Müminin cehennemidir bu dünya, zindanıdır. Sen cehennemde zindandaysan, beklentin neden onun üzerinde oluyor ki? Beklentin onun atmosferinde olacak, onun üzerinde olmayacak. Mümin, Karun kadar zengin olsa, elli tane iptilası olur, rahat edemez yani. Çünkü müminin zindanı o, müminin cehennemi bu. Kafirde rahat eder; çünkü kafirinde cenneti burası. Ayet-i kerimede öyle diyor; “Biz, layık olmayanlara öyle nimetler veririz ki, derler ki; ‘Allah, bunumu bu nimete layık gördü?’” Onu dedirtmek için.
Yani biz kalkarız Allah’a işini öğretiriz. Büyük yanlışlar. Her şey doğru, yanlış bir şey yok.
Ama biz, hele de Türk milletinde az bilen yoktur, hepsi çok bilir. Bir şeyin altındaki hikmeti görmezler, hikmetin altındaki sırrı da görmezler. Bunun altında bir nesne daha vardır, hiç haberi yoktur. Kesin hükümlerle hemen yargılarız, kararı da veririz yani. Ve onu da onaylarız. Yıllar sonra; “Haa!” deriz amma hüküm verildi.
Onun için Allah razı olsun. Mümin bocalayacak bu dünyada. Öyle veya böyle, şundan veya bundan. Ya, Peygamberimiz doyasıya üç gün buğday ekmeği yiyemedi diyor ömür boyu.
Ve istemiyordu da. “Ya Rabbi, Muhammed ailesine zar zor yetecek kadar ver” diyordu. Âlemlere rahmet olarak gönderilmiş Peygamber, buğday ekmeği yiyemeden bu dünyadan göçtüyse, e bizim sofralarımız firavun sofrası! En yokumuzda bile var.
Allâhu Teâlâ her şeyi görüyor, her şeyden haberi var. Allah sana bunu layık görüyorsa, sana düşen buna rıza göstermendir. Zaten Cenab-ı Hakk’ın kaderine, kazasına rıza göstermeyen kesinlikle iman etmiş olmaz.
Bunu yıllardır haykırıyorum, iman etmenin rükûnlarından biri Allâhu Teâlâ’nın kaza ve kaderine rıza göstermektir. Allâhu Teâlâ’nın azabından emin olmayıp rahmetinden ümit kesmemektir. Kelime-i Tevhid ve akabinde bunlar şart.
Öyleyse ne eksik var ne fazla var. Ne oluyorsa en doğru olan o. Bütün tasarruflar kâinatta mükemmelliğin zirvesindedir. Biz küçücük aklımızla, şöyle olsaydı, böyle olsaydı deriz. Ya senin aklın ne, cürmün ne, ilmin ne, bilgin ne, nesin sen? Şu dünya,kâinatın içinde toz parçası değil. Bırak onun üzerindeki sen, ben ne oluruz! Allah’ın insanı muhatap alması, insanın gönlü var, hür irade ve gönlü var, sadece bundan! Mümin insanın gönlü Kâbe’den de büyüktür. Yani bir döngü büyükten küçüğe, küçükten büyüğe.
Bir kul bir villa yapar, önüne bir bahçe yapar, oturur verandaya her şey gözünün önündedir. İşte Allah içinde bütün kâinat böyledir. Bütün her şeyi senin o bahçeyi görmenden daha net görür. E şimdi Allah seni şu nimete veya buna, şu hastalığa veya ona layık görüyorsa, söyleyecek sözün yoktur. Çünkü Allah habersiz değil ki, her şeyden haberdar. Adam 40 yaşındadır. 40 bin defa imtihan geçirmiştir. 40 bininide kaybetmiştir, haberi bile yoktur. Ondan sonrada der; “Allah neden acaba böyle işlerimi terse yönlendiriyor? Bana verdiği de O’nun, ona verdiği de O’nunken acaba neden?” Daha evvel 40 bin tane imtihan geçirdin, haberin bile olmadı, oralarda kaybettin! Haa ona da yakınmayacaksın! Mümine yakınma yoktur, her halde rıza vardır.
Hz. Musa (a.s.) ve Abit (kıssa)
Dünya ömrü bir gecelik rüya kadar değil, gelip geçici. Hz. Musa bir gün Turi Sina’ya giderken bir taşın gölgesinde bir abit inzivaya çekilmiş, ibadet ediyor.
Hz. Musa oturup seyrediyor bunu. Gölge gidiyor, güneş vuruyor adama, sonra selam veriyor abite, Musa Aleyhisselam.
“Be mübarek, hoş güzel buraya inzivaya çekilmişsin, ibadetle meşgul oluyorsun başına bir kulübe yapsaydın ya!” diyor. O gün insanlar uzun yaşıyordu.
“Ya Musa, Levh’e baktım 317 sene ömrüm kalmış değmez ki! Değer mi, beni üç gün, beş gün Allah’tan uzaklaştıracak!” diyor.
E birde bize bakalım. Biz mümkün olsa firavunun saraylarını yapmaya kalkarız. Ya Rabbi, sana şükürler olsun. Biz mutluluğu saadeti ne sanıyoruz? Saliha bir kadın. Eee? Bol para. Eee? Yeter mi? Yook yetmez! Başka? Uzun ömür. Eee başka? Hastalık hiç istemeyiz! Bizden uzak olsun. Eee? Ya kardeşim, bunların hepsi bir arada olmaz. Böyle bir insan olabilmen için dinden imandan çıkıp, kafir olman lazım. Onun için bunlar olur, ee sen kafir değilsin ki!
Saliha kadın? Saliha kadını kim bulmuş ki. Hz. Ömer’e dar getiriyormuş karısı. Birde Emîrü’l-Müminin yani; devlet idare ediyor. Kadın tozutuyor. Abdulkadir Geylani Hz. oklava ile dayak yiyor karısından. Biz dörtbaşı mamur kadın arıyoruz bu devirde. Abesle iştigal, mümkün değil ki. O gün bulamamış mübarekler, biz bugün arıyoruz.
Her türlü dert, iptila, üzüntü, bunlar insana uğrayan en değerli misafirlerdir. Bunlara sabredeceksin, tertemiz olur gidersin, seni arındırır, her türlü menfiden arındırır, çeker giderler. Onlardan uğurlu bir misafir yoktur, onlardan asla yakınmayacaksın. Dünya sadece bir panayırdan ibaret, sadece bir uygulamadan ibaret. Başka bir şey değil, gelip geçiyor.
Reenkarnasyon Yalanı
Âlemi Berzah’tan ruhun çıkışı, hayatın sayılarının başlamasıdır. Ana rahmine kadar olan yolculuk 50 bin yıl. Ana rahminde 4 aylık bebek 50 bin yaşındadır. Sen bundan ibaret değilsin ki. Bu bir şey değil, çürüyecek zaten. Bak Allâhu Teâlâ’nın sistematik olaylarına. 50 bin yıl sonra Ahmet’le Ayşe evlenecek. Onlardan bir çocuk doğacak. 50 bin yıl evvel, o ruh yola çıkıyor oradan. Ve takvim başlıyor.
Ayet-i kerimede diyor Allah; “Size tayin ettiğimiz ömür ne bir dakika uzar ne bir dakika kısalır. Vakti gelince sizi öldürür, yerinize benzerlerinizi getiririz. Ve sonradan sizi bilemeyeceğiniz suretlerde tekrar yaratırız.”
Vakıa Sûresi, 31-32-33-34. Ayet. “Ne bir dakika uzar ne bir dakika kısalır. Vakti gelince sizi öldürür, yerinize benzerlerinizi getiririz”. Benzerler kimler? Gelen tohum. Çoluk, çocuk. Ve sonrada sizleri bilemeyeceğimiz suretle yeniden yaratırız, bu cennet cehennem hayatı için.
“Tûlicul leyle fîn nehâri ve tûlicun nehâra fîlleyl, ve Tuhricül Hayye minel meyyiti ve tuhricul meyyite minel Hayy ve terzuku men teşâu bigayri hisâb”
Bu ayet ile aynı kavşakta birleşir. Ölüden çıkan diri. Ölüden çıkan diri nedir? Ya cennet ya cehennem için. Ya Allah’ın rahmetine ya Allah’ın zahmetine giden yolun yolcusu olan. Bu iki ayet, aynı kavşakta birleşir. Allâhu Teâlâ bu ayet ile yol haritasını çizmiş müminlere. Biz bunların farkına varıp da bu yolu tutamıyoruz. Farkına varıp bu yolu tutmamız lazım.
50 bin yaşında dört şey ulaşıyor. Şimdi bu 4. Ayet’te birçok zamanın hikmeti olmayan hikmetten uzak kalmış kendini alim zannedenler reenkarnasyon ile karıştırıyor.
Sizi bilemeyeceğiniz suretlerde dediği, reenkarnasyon olayı ile bu işi aynı paralelde görmek istiyorlar. Öyle bir şey yok ama onlar öyle iddia ediyor. Cennet ve cehennemden bahsediyor. Kur’ân’ın bütün ayetlerine bak, reenkarnasyon ile ilgili en ufak bir ipucu yoktur, binlerce hadise bak yoktur. Eğer böyle bir şey olsaydı Allâhu Teâlâ, mutlak ama mutlak, ama üstü setrederek ama etmeyerek söylerdi. Ve bunun tersi olarak yüzlerce ayet var ki; “O kafirleri cehennemin kenarına dizeriz, onlar derler ki ‘Ya Rabbi, bizi tekrar dünyaya gönder, şöyle kul oluruz, böyle kul oluruz’ derler”. Bir daha dünyaya dönüşün olmadığını kesinlikle beyan ediyor.
Şimdi Kur’ân’ın yüzlerce ayetine iman eden bir insanın reenkarnasyon olayına inanması kadar büyük bir sapıklık hiç düşünülemez! Allah kesinlikle böyle bir şeyi reddediyor. Birçok hadiste beyan ediyor. Allah ve Resul’ünün, kesinlikle yok dediği şeyi, sen kalkar da var dersen, Allah korusun iman bile gidebilir. Allah’ın ayetine ne yapıyorsun? Zıt iddiada bulunuyorsun, bunlara çok dikkat etmek lazım.
Ayette dediği de Vakıa Sûresi 34’üncü Ayet’idir. İyide tekrar yaratma olmasa cennet cehennem olur mu? Bu kadar gafillik olur mu? Allah tekrar yaratacak. Ya Allah’ın rahmetine ya zahmetine gideceksin. Bu beyan edilmiş Tevrat’ta, Zebur’da, İncil’de.
Artı kitap 4 değil ki, 104 tür! 100 tane de suhuf var, iniyor yani.
40 tanesi Adem (a.s.)’a iniyor Suhuf’ların, Adem (a.s.) kitapsız değil ki!
Yer yer diğer Peygamberlere de Suhuf iniyor.
Suhuf daha küçük kitap. 104 kitabın hiçbir satırında böyle bir olay yok, öyleyse bu yok! “Reenkarnasyon vardır” deyip çıkamazsın böyle bir şey yok!
Ama ben bunu yaşadım. Peki şimdi. Sen ne diyorsun? Hem yok diyorsun hem yaşadım diyorsun. Anamı sorguladım, babamı sorguladım, çevreyi sorguladım cevap arıyorum. Küçükken sol kulak arızasından öldüğümü çok net biliyorum. O kadar net, biliyorum yani. Ama bir daha varım. Bunu da biliyorum. Bunun cevabını 20 yıl aradım dünyada ve buldum. Bu şeytanın korkunç tuzaklarından bir tuzak. Ve sana ispat ediyor…
Hatay’da oldu böyle bir şey. Necati idi çocuğun adı. Te onları buldum. Hatay’da… Adam orak biçerken karısıyla, bir göl var aşağıda atlıyor, boğuluyor. Sonra bir çocuk doğuyor komşuda. Çocuk 7-8 yaşına geliyor, kadına gidiyor diyor:
“Sen benim karımsın.”
“Git ulan terbiyesiz.”
“Valla karımsın. Biz seninle orak biçiyorduk, ben serinlemek için falan göle atladım, orada boğuldum.” Vücudundaki bene kadar biliyor çocuk. İspat ediyor. Vücudun en mahrem yerindeki ize işarete kadar, her şeyi ifade ediyor. Dehşete kapılıyorlar.
“Ya doğru nasıl olur bu?”
Aynı şeyi ben yaşadım. Öldüğümü de çok iyi biliyorum. Ölümünde çok kötü bir şey olmadığını da biliyorum. E bir daha da varım! 20 yıl aradım. Sonunda anladım, şeytanın bir tuzağı.
Zeki insanların ana rahminde beyninin üzerinde oynuyor. Böyle bir program yüklüyor oraya. Ve doğruları kadının mahrem yerlerindeki izlere kadar yüklüyor sana. Sen onu yaşamış zannediyorsun, iblisin tuzağı. Çünkü reenkarnasyon olayı varsa, kimse günahtan çekinmez ki! Pervasızca günah işler insan. Ölüm hiiiç, vızıltı gelir. Soyar, tecavüz eder, her şeyi yapar. Vursan ne olacak, daha güzel bir yerden geri geliyor. Cennet yok, cehennem yok, yine geliyor. Şeytanın istediği bu ya! İnsanlara günah işletmek!
Reenkarnasyon olayında, o Necati hiçbir şeyden çekinmezdi. Hemen; “Çık meydana! Ya ben seni ya da sen beni öldüreceksin” derdi.
Adam, bir kere ölüp geldim zannediyor, bir daha ölmek önemli değil. Sinek kadar değeri yok. Onu da yola getirdim, çünkü çözdüm ben. Şeytanın bir oyunu. Böyle bir şey yok. Ya Allah açık açık ayette 50 yerde söylüyor. “Geri dönüş yok!” diyor.
İşte reenkarnasyon olayı sadece bir tuzaktan ibaret. Böyle bir şey yok! Onlar “Namaz satın alınabilir” diyor Adam. Namaz kılmayacaksın ömür boyu. Kaç rekat namaz lazım sana? Ölürken vereceksin parayı, namaz repertuarını tamamlayacaksın. Öyle ölüp gideceksin. Böyle şey olur mu? Bunlara sen alim …
Şimdi reenkarnasyon diye bir şey yok. Bu Budizm’in tarihteki bir felsefesi. Ben Budist rahiplerde de konuştum Çin’de. Böyle bir felsefe. Buda var, putları Hindistan’da. Bugün Japonya’da hâlâ Budizm var. Akıl alacak bir şey değil, teknoloji satıyor dünyaya, hâlâ puta tapıyorlar.
Şimdi dünyada sapık dinler çok. Hindistan’da 6000 din var. Nehre, öküze, ağaca, şimşeğe, yıldızlara, kayalara, yılana tapanlar var. Yani ne varsa tapılıyor. İşte bazı zehirlenmiş beyinler, “Reenkarnasyon olayı vardır, bu setredilmiştir” gibi laflar ediyorlar…
#reenkarnasyon #imanınrukunları #rukun #dünya #dinisohbet #kıyamet #ibadet #iman #mümin #müslüman #put #kıssa #hzmusa #hzmusa #Hzmuhammed #hzmuhammed