Evliyanın biri sabah namazına gidiyor camiye, namazdan çıkınca şeytanla karşılaşıyor, onlar görüyor ya aşikar köpürmüş şeytan, ana avrat küfür ediyor, sövüyor, çıldırmış. Evliya yaklaşınca soruyor; “Bre melun, nedir bu halin ortalığı yıkıyorsun?”
“Ya” diyor şeytan, “Baş şeytan kırk yıl önce bir görev vermişti bana, saptırmam gereken kişiyi saptıramadım, bugün görevimin son günü”.
Şeytanın elinde bir keçe, bir de süpürge varmış, maddi değil bunlar, enerjiden, normal gözlerin göreceği şey değil bunlar.
“Bunlar ne?” diyor evliya.
“Bu keçeyi kime güneş doğmadan önce koklatsam güneş doğmadan uyanamaz” diyor, “Bununlada ayakta işerse, paçalara sıçratırım!” diyor. “O herifi kırk sene boyunca uyurken bulamadım ve bir kere de ayakta işerken bulamadım, ne yaptıysam olmadı!” diyor.
Evliya soruyor, “Peki, o kişiyle beni kıyaslarsan, ben nasılım?” diyor, şeytan diyor ki, “Sen nesin, senin bir saatlik işin var!” diyor, “Seni yoldan çıkarmak kolay!” diyor, “Çıkarırsın!”, “Çıkaramazsın”, “Çıkarırsın”, “Çıkaramazsın” bir bahis oluyor aralarında.
Şeytan diyor ki, “Tamam, ben sana iki sene bedava çalışayım ama bir yaptırdığın işi ikinci kez yaptırmayacaksın, 2 yıl bana iş vereceksin, bunu başarırsan ben şeytanlıktan çıkacağım, başaramazsanda sen benim yoluma gelecek misin?”
Evliya düşünüyor, kabul ediyor, başlıyorlar, “Şunu yap gel!” diyor şeytana, gidip iki dakikada yapıp geliyor çünkü güçlü onlar enerjiden varlıklar. Adam eve dönüyor, ne iş verirse iki dakikada yapıyor şeytan. Evliya on dakika sonra iş bulamaz oluyor.
Yine, şeytanı bir yere yolluyor, o arada kara kara düşünüyor, bu durumu fark eden karısı soruyor; “Hayırdır, sende bir haller var?” Durumu karısına anlatıyor, şeytanla girdiği bahsi anlatıyor, karısı gülüyor; “Sen onu bana gönder bak, bana bir gözüksün, bak neler oluyor!”. Şeytan geliyor, evliya diyor ki; “Benim hanımın birkaç işi var, onları da görüver, ona da görünebilirsin mahsuru yok!” diyor. Kadın şeytana iş veriyor, “Şu kilimleri ser bahçeye!” diyor, seriyor. Yedi, sekiz çuval kuş yemi varmış, “Götür bunları dök üzerine say!” diyor. Şeytan sinirleniyor bu sayma ile biter mi, kimin aklına gelir bunu yapmak.
Şeytan bunları sayarken bir ay geçiyor, sonra diyor ki; “Topla onları koy çuvala. Şimdi, şu susamları götür dök, onları say”. Susamları da saymaya başlıyor, aradan yine bir ay geçiyor.
Sonra kadının bir tane horozu varmış, horozunun kuyruğunda yaratılıştan yamuk bir tüy olur. Kadın o yamuk tüyü koparıyor ve şeytana veriyor; “Al bunu düzelt!” diyor. Şeytan uğraşıyor, uğraşıyor, ne yaparsa yapsın eski haline gelmiyor çünkü düzelmez. Şeytan “Pes!” diyor, tüyü alıyor doğruca, evliyanın yanına gidiyor. Diyor ki; “Ulan, dinsiz imansız adam, benden daha büyük şeytan varken, sen niye benimle uğraşıyorsun?” Tüyü de takıyor yakasına, kaybolup gidiyor.
——————-
NOT: Sohbetlerde işittiklerinizi veya okuduklarınızı kendi kendinize yapıp, vird haline getirmeyin, tasavvuf ehli iseniz mürşid veya vekile danışmadan günlük zikir dersine ekleme ya da çıkarma da yapmayın. Ama arasıra yapılmasında da mahzur olmadığını da belirtmek isteriz.
#şeytan #şeytanlapazarlık #iman #şeytannasılkandırır #şeytanınhileleri
? Allah razı olsun.
Amin cümle müminlerden inşaallah.