Mevlit’e “ibadet” diyen nerdeyse şirke yakın günah işlemiş olur. Ha burada okuduğu kaside, ha mevlit hiçbir farkı yok. Adam, “Mevlit okutuyorum” diyor, yani “Kur’ân okutuyorum” diyemiyor, Mevlit’i, Kur’ân’ın önüne alıyor. İşte Peygamberimizin; “Benim ümmetim puta tapmaz ama onlar için gizli şirkten korkarım” dediği konular. Bunlara az öncede biraz değindik. Peygamberimizin methiyesidir, kaside, başka bir şey değildir.
Ama halkın gözünde ayyuka çıkarılıyor. Belki sevap getirir ama ibadet değil. Arada okunan Kur’ân, arada okunan salatu selamlar, bunların getirisi çok. Mevlit farz değil, vacip değil, sünnet değil hiçbir şey değil, şimdi biz burada kaside okusak da olur, okumasak da olur? Bir tane okusak da olur, on tane okusak da olur? Onun bir mecburiyeti yok ki ama zikir; farz. Şeriatın sekiz hükmüne giren hiçbir şey değil Mevlit. Toplan şurada on tane kaside oku, arada zikir, arada Kur’ân; işte sana güzel bir zengin gece.
Süleyman Çelebi kaside yazmışta, ondan başkası yazamıyor mu? Öyle bir şey olur mu? Ama işte insanlara böyle yerleşmiş. Bu bid’at. “Bid’at ehli cehennem köpeğidir” diyor Efendimiz, bu kadar tehlikeli bir şey. Mevlit okutursun ama bilirsin kaside olduğunu, bir kasideye kaside gözüyle bakacağız, Kur’ân’a Kur’ân gözüyle, zikre zikir gözüyle bakacaksın her şeyin hakkı ayrı.
“Süleyman Çelebi’ye karşıyız ve Mevlit okunmasın” demiyoruz, tamam insana bir coşku, bir aşk sevgi verir, bir şey verir ama kasidedir yani neticede bir ayet değildir, bir hadis değildir. Bunun farkına varmamız lazım “Niye okumadın?” demezler sana, “Niye okudun?” da demezler. Mübah olan bir şeydir, su içmek gibi, yürümek gibi, yani bunun bir mecburiyeti yok yapmaya da yapmamaya da…
Şeriat’te tedbir vardır, Tarikat’ta tedbir değil; tevekkül vardır. Allah’a tevekkül edersin biter, “Hasbunallahu ve ni’mel vekil” samimi olarak yeter, tedbir yok, ama bir üste bakarsın, Hakikat’ta sen gör neler oluyor, bir adım daha atarsın Marifetullah’ta esas “Aşkullah” dediğimiz şey, Marifetullah’tan sonra başlar, aşktan esas tat, zevk almaya orda başlar.
Ondan ötelerde bir hal var, o zevk almak menfaat sayılır, seni tökezletir, ondan ötede bir yol var, Allah rızası dahi engeldir, bir çıkar kabul edilir, o hiçbir şeyi gözetmeden Allah’a Allah olduğu için ibadet etmek, zikretmek, sadece Allah olduğu için hiçbir karşılık rızayı bile beklemeden…
Tabi yol gittikçe incelir, Şeriat’teki birçok hal tarikatta günah sayılır, Tarikat’taki birçok hal hakikatte günah sayılır, Hakikat’teki birçok hal Marifettullah’ta günah sayılır, yani her kemalatta, her tekamülde yeni bir revizyona giriyorsun, yoksa kemalat kazanmak, insan-ı kamil olmak kolay iş mi?
Bilmediğimizi koysalar, başımız Arş’a dayanır. Allâhu Teâlâ insana ilimden az şey verdiğini söylüyor. İnsana ilimden çok şey verilmemiş. Benim hep hayret ettiğim bir şey vardı, “Ya Rabbi sen ne kadar büyüksün, bir ‘Kün’ emrin ile bir ‘Ol’ emrin ile bu âlemleri yaratıyorsun”.
Mükevanatı düşünüyorum, şurada saniyede ulaşan yıldızla, dünya arasında elli milyon ışık yılı var, güneş gibi, bizim güneşimiz; 900 bin kilometre süratle gece gündüz yol alır, galaksinin en küçük noktasında 270 milyon senede bir turu tamamlar ki, senin için bunlar bile oyuncakken, bizim gibi bu kadar küçük, basit, yaramaz böceklere muhatap olmuşsun, ben buna hep şaşıyorum. Biz neyiz ki seninle muhatap olacağız, işte insanın gönlü var, Allâhu Teâlâ’nın muhatap olmasının nedeni bu, gönlü var insanın. Demek ki temizlemiş bir gönül, fevkalade değer ihtiva ediyor. Yoksa biz neyiz ya! Allah bize adam yolluyor, elçi yolluyor, Kur’ân yolluyor, kitap yolluyor, Cebrail yolluyor, neyiz biz? Bizim cürmümüz ne, gücümüz ne, bildiğimiz ne, bilgimiz ne, ilmimiz ne?
Ama insan gönlü Kâbe’den büyük, Allah’ın Arş’ındanda yoksa insan çok önemli değil…
Neyi nerede ararsan gönülde ara, Allâhu Teâlâ’nın Arş’ından da daha muazzam bir varlık insan gönlü, Allâhu Teâlâ’nın lütfu… Yoksa Allah o kadar muhteşem ki; “Velem yekünlehu küfüven Ehad.” Eşi benzeri yok. “Eşi benzeri yok” kelimesini şerh etsem, bin yıl anlatmak lazım, yine yetmez. Allah’ın eşi benzeri yoktur ama iki kelime bunu ifade edebilir mi, mümkün mü?
———————————————————————–
NOT: Sohbetlerde işittiklerinizi veya okuduklarınızı kendi kendinize yapıp, vird haline getirmeyin, tasavvuf ehli iseniz mürşid veya vekile danışmadan günlük zikir dersine ekleme ya da çıkarma da yapmayın. Ama arasıra yapılmasında da mahzur olmadığını da belirtmek isteriz.
#mevlut #mevlit #kaside #SüleymanÇelebi #insan #gönül #Kuran #şeriat #hakikat #marifet #Allahınlütfu