18 Bin Âlem Hakkında Ne Biliyorsunuz? – Vicdan Azabının Manevi Yönü – İmam-ı Azam Neden, “Vallahi Cehennemliktim!” Dedi? – Nefis Tezkiyesinin Reçetesi- 7 Tane Âlem Nedir? – Namazda Ve Zikirde Gaflet – Dosdoğru Namaz Nasıl Kılınır? Neden Namazı Dosdoğru Kılamıyoruz?

0
3034

18 Bin Âlem Hakkında Ne Biliyorsunuz?

Bu akşam inşallah, bizim hepimizin bir dönüm noktası olacak bir gecemiz olacak. Bu gece anlattıklarımı mutlaka hafızalarınıza kaydedin. Mutlaka bunun farkına varın.

Şimdi seyri sülük yolu çok önemli bir yol. O kadar önemli ki Allah’a imandan sonra nefis tezkiyesi, Allah’a imandan sonra kâinattaki en önemli şey. Yani; hiç tezkiye olmayan insanın cennete girmesi hiç kabil ve mümkün değil. Hiç mümkün değil. Yani istersen günde bin rekat namaz kıl, istersen her gün üç defa Kur’ân hatim et, kesinlikle söz konusu bile değil cennete girmesi. Çünkü niçin? Nefis tezkiyesi yok. Namazı kalıp kılıyor. Bu kalıbın kıldığı namaz insanı ne cennete götürür ne cehenneme. Bu kalıp dünyanın kalıbı toprak bu, çürüyecek. Bunun bizi ulaştıracak hiçbir yeri yok. Sonra döneceğiz o konuya.

Muhakkak bu anlattıklarımızı repertuarınıza kaydedin. Bu kitapta şurada burada bulacağınız bir bilgi değil, bir yerden duyabileceğiniz de bir bilgi değil. Bu Allah’ın lütfudur, bu hikmettir, bu yedi Furkandan dördü, beşidir.

Kısaca seyri sülük yoluna da dokunalım. İnsan Mürşit’e gider, Allah bütün günahlarını alır, akalidde tutar, yola sadıksa onların hepsini sevaba çevirir, sağına kaydeder. Allah’ın cömertliğine bakın. Yedi Furkandan biri. Allah; sufi, Mürşit’e gittiği anda 14 derece verir kalbine, kişi Emmare, Levvame, Mülhime, Mutmaine, Radiye, Mardiye, Safiye 7. makama ulaşır. Nefis, her makamda, her makam atlamada 7 derece alır, kalp bir derece alır. Mürşit’e gittiği zaman, Allah’ın verdiği Furkan’lardan biri kalbe; 14 dereceydi, 7. kat semavatta yani; 1. seyri sülükte yedi tane Allah’ın Esma’sında 7 derece daha alır. Bu eder 21.

21. Son Sır Makamı’dır ve bu “İndi İlahidir. Yani; Allâhu Teâlâ’nın emanetini, O’na iade etme yeridir. Şimdi Allâhu Teâlâ’nın bize en büyük lütfu kendi ruhundan bize üflemesidir. Eğer Allâhu Teâlâ bize kendi ruhundan üflemeseydi, hepimiz birer firavun olurduk.

Mesela 18 bin âlem, bu Dünya gibi daha 18 bin Dünya var. 18 bin Dünyada insan var. Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz 18 bin âleme gitti. Kur’ân 18 bin âleme gitti. Şimdi bakın burada çok güzel bir ifade var ama, beyinlerimiz gönüllerimiz uyanmıyor.

Diyor ki Allâhu Teâlâ; “Ya Habib’im, seni âlemlere rahmet olarak gönderdim.”

Bak şimdi, “Dünya”ya demiyor! “Dünya insanına” demiyor bak! “Seni âlemlere rahmet olarak gönderdim”. Hangi âlemlere? 18 bin âleme. Yunus diyor ya; “18 bin âlemin Mustafası adı güzel kendi güzel Muhammed.”

Resûlullah aynı tarihte, aynı zamanda 18 bin âleme gitti ve 18 bin âleme Allah, Kur’ân’ı vahyetti. Yani burada aslında gizli bir şey yok.

Allâhu Teâlâ diyor ya; “Ben apaçık ortadayken gizliyim” diye. Bakın Allah’ın hitabı ne kadar belli. “Ya Habib’im, seni âlemlere rahmet olarak gönderdim.” Âleme değil, âlemlere rahmet olarak gönderdim.

Vicdan Azabının Manevi Yönü

21. Sır Makamı. Allah bize kendi ruhundan üfledi, o ruh kişinin birinci derecede Mürşit’idir içindeki ruhudur Allah’ın üflediği. O ruh, daima kötülükten rahatsız olup iyilikte sevinir. Vicdan azabı dediğimiz şey; bir insan bir kötülük yaptığı zaman ruh vücuttan çıkar, tepesinin üzerine dikilir ve ona azap eder. Vicdan azabı olarak kişi hisseder bunu. Yani; ruh Allah’ın ruhundan tertemiz bir şey olduğu için, o bizi bu dünya hayatında birçok kötülükten engelliyor. Eğer o ruh bize üflenmemiş olsaydı… Allah’ın boş işi yoktur! Dünyadaki herkes birer firavun olurdu. Bir tane secde eden, bir tane iman eden adam olmazdı. Çünkü; nefis, şeytanın dostudur ve birinci derecede bizi orta standartlarda yani kafir olmaktan, küfre girmekten, Allah’a baş kaldırmaktan koruyan birinci Mürşit, ikinci içimizdeki ruhtur. O da 21. Sır Makamı demin dediğimiz. 1. seyri sülükte; 7 tane âlem vardır. Mutlaka bu 7 âlem yaşanır 2. seyri sülük yoluna girebilmesi için. Bu 7 âlemden biridir, son “Sır Makamı; 21. Makamı”dır, buna “İndi İlâhi” denilir.

Orada Allâhu Teâlâ’nın emanetini mutlaka Allâhu Teâlâ’ya iade etmek gerekir. Yoksa, Azrail cebri alır ve sen sorumlu kalırsın. Şimdi dönelim nefsimize. Nefisler, Kalûbela’da Allah’a yemin ettiler. Dediler ki; “Yarabbi, senin adına yemin olsun ki biz, dünyada tezkiye olacağız, bizi dünyaya sen yolla, emin ol yani bizden biz senin adına yemin ediyoruz ki dünyada tezkiye edeceğiz kendimizi.”

İmam-ı Azam Neden “Vallahi Cehennemliktim” Dedi?

Nefis Tezkiyesinin Reçetesi

Allah kaç tane ayette; “Nefsini mutmain etmeyen, nefsini tezkiye etmeyen katiyetle cennetime giremez” diyor. İmam-ı Azam 500 rekat nafile namaz kılarken diyor ki; “Vallahi billahi, İmam-ı Azam, Cafer-i Sadık’a intisab etmeseydi cehennemlikti” diyor.

Tek reçetesi zikir. Nefis tezkiyesinin tek reçetesi zikir. Allâhu Teâlâ’da bu nefislerin yeminine karşı bütün nefesleri cehenneme rehin olarak dünyaya yolladı.

Dünyaya gelen Abdülkadir Hazretlerinin de nefsi, Harrani Hz.’de nefsi, Emir Sultan Buhari Hazretlerinin de nefsi, seninde benimde, hepimizin nefisleri cehenneme rehin olarak geldi dünyaya.

Allâhu Teâlâ nefislerin azgınlığını biliyordu. “Sizi cehenneme rehin olarak dünyaya yolluyorum, tezkiye olursanız dönüşünüz cennet, olmazsanız dönüşünüz cehennem” dedi. Burada söz verip Allah’ın adına yemin eden nefisler, dünyada %99’u caydı, münafık oldu. Ve bu münafık olanların içinde %70, %75 namaz kılanlar var, hacca gidenler var, zekât verenler var. Hiçbir şey ifade etmiyor bak. Niçin? İzah edeceğim.

Nefisler orada Allah’a yemin etti. Burada tezkiye olmaktan uzaklaştı. Ve Allah’a verdiği sözde durmadı. Allah’a yeminle verdiği sözde, Allah’a yemin ederek, “Sana söz veriyorum” diyen nefis, dünyaya geldi, tezkiye olma yoluna girmedi, zikir yoluna girmedi, bir Mürşit’e tabi olmadı. Allah’a yemin verdi, söz verdi ve caydı dünyada.

Ve namaz kılıyordu ama bakın Allâhu Teâlâ ne diyor ayet-i kerimede; “Vay ki o gaflet içinde namaz kılanların haline ki onlar ebedi cehennemde kalıcılardır” diyor. Vay ki o gaflet içinde namaz kılanlara, onlar ebedi cehennemde kalıcılardır.

Peki; “Salat-ı Nefs, Salat-ı Cisim, Salat-ı Kalp, Salat-ı Ruh” hangisini kılıyoruz? Bilmiyoruz. Eğer bir derviş, bak en önemli unsurlardan bu, namaz kılarken yalnız bedeni kılıyor, nefsi de onunla kılmıyorsa asla tezkiye olmaz. Başlangıç Tekbir’i “Allahu ekber”, bunun farkında mısın?  Nefiste seninle farkında.

El bağladın, SübhanekeFatiha okurken, “hop” kafa kaydı kasaya, tasaya nefis çıktı namazdan, sadece ceset kılıyor, hiçbir anlamı yok. “Küt” gezdi, tozdu geldi, nefis namazda değil, o nefis, bak o bedenle namaz kılacak. Nefsin tezkiye yoluna girdiğinin farkına varmanın birinci derece önemi bu. 

Elhamdülillahi Rabbil âlemin” dedik. Bakın, Tevrat’ta; “Elhamdülillahi Rabbil âlemin” vardı. Zebur’da; “Errahmanirrahimvardı. Daha sonra İncil’de; “Maliki yevmiddin” vardı. Kur’ân-ı Kerim’de; “İyya kena’budu ve iyya kenestainekadar dördü de var, dört kitap.

Şimdi kul, “Elhamdülillahi Rabbil âlemin” dediği vakit Allâhu Teâlâ’ya, âlemlerin Rabb’ine, sırf bu Dünya değil, 18 bin âlem var, aynen insanların yaşadığı, Âlemlerin Rabb’ine yalnız camidekilerin, namaz kılanların değil kafirinde, münafığında, putperestinde, bütün mahlukatında.

“Elhamdülillahi Rabbil âlemin” Âlemlerin Rabb’ine hamd ettiğini bilerek; “Elhamdülillahi Rabbil âlemin” diyorsa Cenab-ı Hak anında yanındaki meleklere der ki, “Bak, kulum ne kadar doğru söylüyor.”

Eğer “Elhamdülillahi Rabbil âlemin” derken kalp, gönül, kafa orda buradaysa Cenab-ı Hak hemen der ki; “Ey dil, sen yalancısın, diğer azalarına da ihanet ediyorsun” der. Allah’tan azar işitir. Allah, o namazı paçavra gibi başına çalar. İşte Allâhu Teâlâ’nın ayet-i kerimede dediği; “Vay ki, o gaflet içinde namaz kılanların haline ki onlar cehennem ateşinde ebedi kalıcılardır.”

Geldik ikinci ayete; “Errahmanirrahim” ne demektir?

Errahmanirrahim”; Allah’ın isimlerinden o muhteşem isimlerinden iki tanesi. “Errahmanirrahim” derken Cenab-ı Hak, “Rahman” ismi ile dünyada adaletle tecelli etmez. Cenab-ı Hak hikmetlerle tecelli eder. Adalet ile tecelli etseydi bu dünyada, bir haftada insan kalmazdı. Suç işleyen “küt giderdi, “küt giderdi. Mühlet tanıyor. 

Birde “Sübhanallah”, Allah’ın hiddetini yatıştıran isimlerindendir. “Er Rahmanir Rahim”, “Rahman” ismiyle bu âlemde yani mülk âleminde her şeyi rızıklandıran, her şeye şefkat eden, her şeye hayat veren, hayatını çizdiği süreye kadar mühlet veren.   Rahim ise Mahkeme-i Kübra’da:

Esteizubillah”; “Ve menya’mel miskale zerretin hayren yerah, vemen ya’mel miskale zerretin şeran yerah.” Miskale; zerrenin hesabını soracak olan.

Eğer; “Errahmanirrahim” derken bunun farkındaysak Cenab-ı Hak der ki meleklere; “Kulum ne kadar doğru söyledi.” Değilsek; “Ey dil, sen yalancısın” der.

Sen diğer azalarına da ihanet ediyorsun. “Maliki yevmiddin.” Üçüncü ayet. Bunlar; İncil, Tevrat, Zebur’da geçmişti.

“Maliki yevmiddin”; hemen Mahkeme-i Kübra’yı gözüne getirecen, bütün ümmetlerin oraya toplandığını, bütün peygamberlerin oraya toplandığını.

Peki, neresi burası? Merkezi Şam. Şam’ın civarında halkalar halinde ve bütün ümmetler toplanmış din gününün sahibi, büyük mahkemenin sahibi derken, bunun gene farkındaysan, Cenab-ı Hak der ki:

“Bak kulum ne kadar doğru söylüyor.” Bunun farkında değil de kalp, kalp değil gezen nefis, nefis namaz kılmıyor, sen bedenle kılıyorsun. Beden dünyada çürüyecek olan şey, bu seni ne cennete ne cehenneme götürür.

Nefisler yemin etmişti tezkiye olacağız diye. Ee olmadı. Bu ceset namaz kılarken nefis orada burada.

“İyya kena’budu ve iyya kenestain” dördüncü ayet. Kur’ân’da dördü birden geçer. “Ya Rab, yalnız sana kulluk eder, yalnız sana ibadet eder, yalnız senden yardım dileriz”.

Çok kısa özet olarak. Bunun farkındaysan Cenab-ı Hak der ki; “Bak kulum ne kadar doğru söyledi.” Farkında değilsen; “Ey dil sen yalancısın.” Eğer bu dört ayette yalancılıktan suçlandıysan, o namaz başına beladır. Bir hadis-i şerifinde Cenab-ı Peygamberimiz diyor ki; “O namazlar ki onlar onların başına apaçık beladır.” Apaçık beladır. Cenab-ı Hak’ta; “Vay ki, öyle namaz kılanlara, onlar ebedi ateşte kalıcılardır” diyor.

Burada nefis, seninle birlikte namaz kılıyorsa, Bak! Nefis bunun farkındaysa, nefis, seni orda burada serçe kuşunun daldan dala atladığı gibi gezdirmiyorsa, sen namaz kılıyorsun. Peki bu kadar mı? Bu avam için. Zikir ehli için devam eder.

“İyya kena’budu ve iyya kenestain, ihdinas sıratel mustakim.” Sırât-ı müstakîm” ne diyor? Allah’a giden dosdoğru yol. O yolda yürürsün, o yolda yürürken bir yere kadar yani; dünya hayatındayken yürüyorsun ve ölüm denilen o güzel şeye o muhteşem şeye geliyorsun. Önünde Peygamber, Ashap, Veli’ler, Mürşit’ler, dervişlerle Mahkeme-i Kübra’da, Allâhu Teâlâ’ya doğru yürüyorsun.

“Sıratellezine en’amte aleyhim” dediğin zaman; yani nimet verilenler. Kimler? O peygamberlerin arkasından Mahşer’e yürüyenler. Dervişin bunu da göz önünde bulundurması gerekir.

Ve gayril mağdubi aleyhim veleddallin.” Yani; o nasipsiz, o kafirlerden etme bizi. “Amin” deyip, Fatiha’yı bitiriyoruz. Fatiha; ümmül Kur’ân’dır. Kur’ân-ı Kerim’in kalbi gibidir. Diğer kitaplarda tamamının bulunmadığı bir lütfudur Cenab-ı Hakk’ın bu ümmete.

Namazın baştan sona gerek zammı sûresinde, gerek zikir kısmında; “Allahu ekber” zikirdir. “Semi allahülimen hamideh” zikir kısmı, ondan sonra rükûda söylenen zikirdir, secde de söylenen zikirdir.

Bütün Allah dostları; “Namazın zikir kısmı, diğer kısmından üstündür” diyor. Zikir Allah’ın Zât’ıdır. Kur’ân-ı Kerim’in çok büyük bölümleri, kendi adı anılmayanlar sözüdür. Yani; bir bedende baş neyse, ibadetlerde zikir, budur. Bunu zaten biliyorsunuz.

Şimdi, eğer namaz böyle kılınmıyorsa, lambur lumbur kılınıyorsa kişi; münafıktır. İsterse 47. dersi çeksin. Çünkü niçin? Ya vird çekiyor, vird çekiyor, vird çekiyor, vird çekiyor, dersi yükseliyor, 1. seyri sülük bitiyor ama daha namazı gereği üzere kılamıyoruz. Nefis geziyor, nefis tezkiye değil, nefis kafir. Nefis bu âlemin malı değil zaten, nefis Berzah’ın malı. Yemin Ettik, söz verdik Allah’a ama nefsi tezkiye edemedik. Niçin? Zikirde de aynı, zikri adam gibi çekseydik kesinlikle nefsimiz tezkiye olacaktı. Zikirde de nefsimiz geziyor.

Gözümüzü kapatıp, Resûlullah’ın Ravza’sına kilitleyipte kendimizi, onun Nur’una kilitleyip, zerre kadar taviz vermeden tesbihi çekseydik, namazı da dosdoğru kılardık. Ama bunu yapamadığımız için ve o dersin getirisi olan şeylerde gelmiyor, gecikiyor.

Peki dersin getirisi neydi? Şimdi buraya anti parantez verelim, gene döneceğiz bu konuya.

7 Tane Âlem Nedir?

Şimdi 1. seyri sülük, “Kahhar” Esma’sıyla kişi, 7. kat semavatta, yedi tane âlem yaşar. Bir Altın Kapı’dan geçer. Şuranın içini nasıl görüyorsan, öyle net görürsünüz, görmeniz lazım. Geçer. Seni görevli melekler alır. “Ey Allah’ın dostu, sana müjdeler olsun ki Allah sizden memnun buyrun, sizi misafir edelim.” Götürür “Zikir Hücresi diye bir yere. Zikir Hücresi denilen yer hücre değil, çok geniş muhteşem bir yer. Orda oturursun bir zaman, orda zikredersin Cenab-ı Hak’ı isteyerek, bilerek şuurlu olarak.

Sonra seni “Huzur Hücresine götürür. Orda, Huzur namazı kılarsın. Hacet namazı da kılabilirsin.

Üçüncüsü Sidre’dir, meleklerin hacc yeridir, camidir bu, gümüşten yapılma. 500 senelik kadar bir minaresi vardır. Orayı tavaf edersin. Meleklerin hacı olduğu gibi hacı olursun.

Dördüncüsü; demin anlattığım “İndi İlahidir”, Son Sır Makamı’dır. 21. Son Sır Makamı’dır. Allah’ın emanetini Allâhu Teâlâ’ya iade etme yeridir.

Beşincisi; Kudret Denizi’dir.

Altıncısı; Sidre’dir (Sidre-i Münteha- Sidre Ağacı). Mutlaka görülmesi lazım. Sidre-i Münteha, Sidre Ağacı. Her yaprağı Dünya’yı böyle lahana gibi sarar. Böyle hiç kimsenin Allah’tan gayrı kimsenin bilemeyeceği kadar dal, yaprak var. Hazreti Cibril’in de Makamı onun bir budağıdır. (Cibril (a.s.)’ın Makamı olan Budak) 70 bin senelik yol kadardır.

Yedincisi de; “Kevser Havuzu’dur. 

“Esteizübillah”; İnna tayna kel Kevser fesalli Rabbike venhar inne şanieke hüvel ebter. Bu yedi âlemi yaşar kişi.

Sonra ikinci seyri sülüğün 1. makamı; “Fenâfilllah.

Fenâfillah’ta kişi, Kur’ân’ın bütün ilmini alır. Kur’ân’da ilim olarak ne varsa, Allah ona, onu lütfeder. Bakın dikkat edelim buraya; Fenâfillah’ta.

Yunus ne diyor; “Okudum bildim deme, çok taat kıldım deme.” Okumakla çok bilinmez.

Fenâfillah’ta Allah sana, Kur’ân ilmini hediye eder. Okusan da, okumasan da bilirsin. İstikameti nedir, Allah nerde ne diyor, neyi nerde yasaklamış?

Müteşabih ayetinin hikmeti nedir, şudur, budur. Mesela; Kevser Sûresi’ndeki muhteşem dizaynın, birçok şeyin farkına varırsın. Bu Fenâfillah’ın işidir.

İkincisi; “Bekâbillah.

İkinci seyri sülüğün, ikinci dersine geçersin. Tevrat’ın sırrı sana çözülür. Bakın kişi nerden biliyor, Allah dostları nerden biliyor? Tevrat’ı Hz. Musa kadar bilirsin. Fenâfillah, Bekâbillah.

“Zühd Makamına gelirsin. İncil’in tamamını Hz. İsa kadar bilirsin. Bu ilim sana verilir.

“Muhsinler Makamına gelirsin. Hz. Yunus’un makamıdır. Zebur’un ilminin tamamı verilir. Dört kanaldan ilim aldın. İşte Allah’ın “alim” dediği bunlar. Kelamcılar değil. Nefsi şeytan ile dost iken. Namazda bile nefsi orda burada gezerken, orda burada nutuk çekenler değil.

Fenâfillah, Bekâbillah, Zühd, Muhsinler’de Kur’ân’ın, İncil’in, Zebur’un, Tevrat’ın ilmi sana verilir. Bu kadar mı? Hayır.

Geçersin beşinci makama; “Ulûlelbab. Ulûlelbab Makamı’nda derviş “Ruhani Miraç yapar. Zaten ruh Allah’tan. Allah’ı ziyaret eden Arşta sana ait değil, o Allah’a ait olan ama sende bulunan ruh Miraç yapar. Ama sen kendin yaptın zannedersin. Ve Cenab-ı Hak orada “tövbe-i nasuh” ile günahları olana tövbe ettirir, olmayana artık herkese nasıl davranacağını Allah bilir.

Ehl-i Hüküm ve Ehl-i Hikmet olmak üzere iki makam verir. İrşad görevi verir. Nefs tezkiyesine memur kılar onu “İrşad görevi verir. Ondan sonra ve 5. ilmi açar sana. Ulûlelbab Makamı’nında ilmini açar. 5 kanaldan da büyük ilim alırsın ki bu neredeyse kâinat ilmi demektir.

Ve onun üst makamı olan; “İhlas Makamı ki, her asırda 4 kişi gelir bunlara; “Kutbul Aktap denir. Miraç dönüşünde, İhlas Makamı’nın ilmini de sana açar. Artık dünyadaki bütün insanların bildiği kadar şey bilirsin ama susarsın artık. Çünkü; hikmet ehlisin.

Bu kadar mı? Hayır, Ulûlelbab Makamı’nda, birde Allah hikmet kapısını açar sana, artık hikmetinde farkına varırsın. Yani; hikmetli söz söylersin, hikmetin farkına varırsın. Hikmet ile hemdem olursun.

Şimdi bunların anahtarı. Bunların ilk adımı nedir?

Namazda Ve Zikirde Gaflet – Dosdoğru Namaz Nasıl Kılınır? Neden Namazı Dosdoğru Kılamıyoruz?

Nefsimize de zikir yaptırmak, nefsimize de namazı kıldırmak. Eğer bunu yapamıyorsak, nefis tezkiye asla olmamıştır. Sadece biraz ihlastan kazanmışızdır.

Samimi namaz kılıyoruz, samimi oruç tutuyoruz, namazı terk etmiyoruz ama kesinlikle yapacağımız şey, namazı ayet-i kerimenin dediği gibi dosdoğru kılacağız. Çünkü hem nefsimiz kılacak hem bedenimiz kılacak. Beden namaz kılarken nefis, orda burada geziyorsa bu salat-ı nefstir. Nefis namazı değil. Yani; nefsin hile kattığı namazdır. Nefsin kıldığı namaz değil.

Namazı nasıl yapacağız, kesinlikle nefis namaz kılarsa orda, burada gezmez. Nefis zikir yaparsa, gezmez orda burada. Allah razı olsun. Adam kaç rekat kıldığını unutuyor. “Şunu mu okudum, bunu mu okudum?” farkında değil. “Sehiv secdesi yapıyor. Dervişe sehiv secde yasaktır ama arada yapıyoruz, şu oluyor bu oluyor. Ama aslında sehiv secdesi avam içindir.

Şeriat, tarikat, hakikat, marifet. Birinin işlediği sevap diğeri için günah olur. Makam yükseldikçe, mesuliyet yükselir.

Onun için Allah razı olsun, nefsi mutlaka tezkiye edeceğiz. Çünkü Allah’a orda yemin ettik, “Ben dünyada tezkiye olacağım. Allah’ta cehenneme rehin olarak nefislerimizi yolladı dünyaya. Ama dünyada vazgeçti insanlar. Amerika’daki futbolcunun ayak numarasını bilen halkımız, kendi nefsinden haberdar değil. Gaflet içinde.

 

—————————————-

NOT: Sohbetlerde işittiklerinizi veya okuduklarınızı kendi kendinize yapıp, vird haline getirmeyin, tasavvuf ehli iseniz Mürşid veya vekile danışmadan günlük zikir dersine ekleme ya da çıkarma da yapmayın. Ama arasıra yapılmasında da mahzur olmadığını da belirtmek isteriz.

#namaz#zikir #nefis #nefsintezkiyesi #nefstezkiyesi#seyrisuluk #seyrisülük #ibadet #sehivsecdesi #sidre #kevserhavuzu #mürşid #kudretdenizi #fenafillah #bekabillah #salat-inefs #salat-icisim #salat-ikalp #salat-iruh #Zühd #Muhsinler #şeriat #tarikat #hakikat #marifet #ihlasmakamı #sırkapısı #nasuhtövbesi #onsekizbinalem #yedialem #imamazam

CEVAP VER

Yorumunuzu yazınız
İsminizi yazınız