Bu Dünya’dan her saniye bak, her saniye 16 milyon ton su buharlaşır. Her saniyede bak, dört unsurda Allah’ın kudretini gör. Dünya üzerinde her saniye, bak 16 milyon ton su buharlaşır ve 16 milyon tonda su iner. Burada yağmaz, orda yağar, Amerika’da yağar, bilmem nerde yağar 16 milyon ton her saniyede bak. Allah; Dünya’yı yarattığı zaman ne kadar su yarattıysa, bundan ne 1 gram eksilmiştir, ne 1 gram artmıştır.
Ha şimdi dengesiz yağmurlar var, onlar Kıyamet alametleri. Şurayı selleşiyo, anında iniyor, o selleşip gidiyor falan, yıkıp götürüyor ortalığı o ayrı konu ama yarattığından beri Allah’ın artan ve eksilen bir şey yok, şimdi bunları görmek lazım.
Bugün kara delikler var, hepiniz bunu duydunuz kara delikleri. Kara deliklerin saatteki hızı 3 milyon km bak, düşünebiliyor musun? En küçüğü, bizim Güneş’imizden 4 milyon defa daha büyük, en küçük kara delik. Bunlar kaç adet biliyor musunuz? 7 adet. Kara deliklerin adeti 7 adet, bunlardaki hararet, şimdi bunun kara deliğin ağzından bir büyük kaya atsan 80-90-100 yılda dibine ulaşır o, düşerken ve içindeki hararet 30 milyon derece. Cehennem işte bundan. Cehennemleri; “Esfeli safili”nde yarattı Allah. Esfeli safilinde.
İlliyin’de değil, İlliyin’de cennetler var. Bakın bu kara delikler kendinden milyarlarca büyük yıldızları yutarlar, yok ederler. Bir tane, iki tane, beş tane buna girer, yok olur. Ve o kara deliklerin bir çay kaşığı toprağı, 3 bin kilo geliyor.
Allah’ın kudretini düşün. Ben sana gökyüzünü anlatsam var ya, akıllara zarar bir sistem var ya, akıllara zarar bir şey var. Dünyamız mesela 3004 kilometre hızla gidiyor gece gündüz, yılda 95 milyon 700 bin kilometre yol kat ediyor. Bu Dünya’nın dışına çıksan, uçaktan 3 kat hızlı giden Dünya, ama fark etmiyorsun bak. Zelzele gelmeden ne üzerindeki yıkılıyor, ne şu, ne bu.
İşte yerçekimi var, işte atmosfer, mesela her canlının üzerinde atmosferin 33 bin kilo basıncı var.
Yağmura döndüğü zaman 1000 kilo azalır, ağrılar tekrar başlar, kalp rahatsızlığı, işte damar falan, onlar, bunlar tansiyon oynar, şeker oynar, bu hava değişimlerinden bunlar olur. Bunlar tabiatın, Allah’ın “tabiat” diye var ettiği bir gücün eserleridir bunlar.
Yahu şu kâinatı okuyun, oku, oku…
Bakın bir kuşun ciğerine bak ya. Sen nefes alırsın ve geri verirsin. Kuşların nefesi nedir biliyor musun? Hem nefes verirken hem alırken oksijen alır. Ciğerinin arkasında balonlar vardır. Bu ciğere giren temiz hava, hiç işlenmeden, o balonlara geçer bir kısmı. Geri verirken o balonlarda temiz havada tekrar oksijenlenerek hem verirken hem alırken oksijen alır.
Bir kuş 16 bin km. uçabilir bir kalktığı zaman. Bakın, he sen kullansana bir kuş kadar, kullanamıyor musun oksijeni? Senin yaratılışın farklı ya bunları gör ya, gör bunları.
Bir meyve ağacına bak ya, bizim meyveler neydi bu sene. Korkunç siz görmediniz, bunlar gördü, dallar yerde, yerde böyle. O muşmuladan tut, armuttan tut, o erikten tut, akıllara zarar. Yahu her sene veriyor, dibinden bu kadar birşey eksilmiyor, ibretle bak ya.
“Altın oran” diye matematikte bir hesap vardır. Esas onun arkasındaki şeyi görsen var ya, vallahi sema edersin. O ağaçlardaki yaprakların diziliş şekilleri var, aman ya Rabbi! Hani bu inceliklere girdiğin vakit zaten insanların anlaması bile zor. “Altın oran” diye bir hesap var, gene konuşmayım bunları ben, bunların farkına varırsan var ya sema yaparsın Mevlana gibi.
He şimdi Allah razı olsun, yani bu Dünyaya geldik gidicez. İnsan ölümsüz mü, değil. Niye insanlar ölümsüzken, ölümden korkar bilmiyorum. Biz bu değiliz, bunun içindekiyiz. Biz bunun içine girmeden evvel 50 bin senedir yaşıyorduk. Bunla mı yaşadık 50 bin sene?
Ana rahminde 4 aylık bebek; 50 bin yaşındadır. Birinci kat semavata ulaşır, oradan bir “seyyalevi bağ” gelir enerjidir bu, annenin göbeğinden çıkıp, alnına değer, 120 günlükken bebek canlanır. Biz bu değiliz. Bu bizim için hapishane.
Bundan çıkış, Peygamberimiz diyor ki; “İnsanların ölüm dediği şey, bir mümin için Dünya’daki en büyük ödül” diyor. Zindandan çıkıyorsun, hapisten çıkıyorsun, kurtuluyorsun bundan. Bu kaplumbağanın kabuğu gibi sırtımızda yük. Ama 50 bin senelik yoldan geldik, burada küçük bir mola verdik.
Dünyanın bin yılı, Allah’ın bir günü. Allah bizi, yani 80 sene yaşayan Allah’ın zamanına göre 50 dakikadır, bir sınava soktu. Doğru mu, eğri mi? Şimdi “Sen cehennemliksin, sen cennetliksin” demedi. Yarın “Ben ne yaptım?” diyeceksin.
Bu Esfeli Safili’ne, buraya gönderdi bizi. Burada yaptığımız herşey kayıt altında. Bu bedende nefis var, nefis şeytana bayılır, Allah’ı hiç sevmez, içimizde besliyoruz.
Artı şeytan var tebelleş olan bize, artı hannaslar var sadrımızda, bize vesvese veren.
Ayet-i kerimede ne diyor; “Min şerril vesvasil hannas” nerde bunlar? Sadrında.
Burada düşman çok ama “Hakiki mücahit kim?” diyor Peygamberimiz. “Nefsinle mücadele veren”. Her zikreden, nefsinle mücadele etmiştir. Çünkü nefis zikri sevmez, ibadeti sevmez. Bunu yapıyorsan, sen onunla savaştasın. Aferin sana, en doğruyu yapıyorsun.
————————————————-
NOT: Sohbetlerde işittiklerinizi veya okuduklarınızı kendi kendinize yapıp, vird haline getirmeyin, tasavvuf ehli iseniz Mürşid veya vekile danışmadan günlük zikir dersine ekleme ya da çıkarma da yapmayın. Ama arasıra yapılmasında da mahzur olmadığını da belirtmek isteriz.
#karadelik #su #dünyadakisudengesi #kainat #kainatıokuma #nefs #nefslemücadele #hayat #ölüm #insanölümsüzvarlık #kıyamet #ahirzaman #sel #afet #yerçekimi #atmosfer